Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

Türk Hava Yolları sahnesinde yeni sendikal oyun

Beğenilir veya beğenilmez Hava İş senelerdir Türk Hava Yollarının bütününe hizmet vermiş olan bir sendika. Dolayısı ile konu ile ilgili görüşünü her platformda ifade etme hakkına sahip. Muhaliflerin bu cümleme itiraz edeceklerinden şüphem yok. Sap ile samanı ayıranlar yine de çoğunlukta. Ben, mevcut yöneticilerden değil Hava İş’in hükmi şahsiyetinden bahsediyorum.

Haksızlıklara karşı insanlarımız tepkisiz

Geçen bu kadar uzun zamana rağmen sektörümüzdeki bazı kuruluş çalışanlarının şikâyetleri bir türlü dinmiyor, hatta bir nebze olsun azalmıyor. Yeni bir Genel Müdür atanıyor, ümitleniyor insanlar. Kısa bir süre sonra onun da sistemin adamı / uydusu olduğunu görmek çalışanları bir kez daha kırıyor.. İnsanlar; tepkisiz ve sessizler. Tıpkı tarladaki korkuluk gibiler.

Ülkeye sadakat her zaman, hükümete ise hak ettiği zaman

Eğer bir koalisyonun tarafı olacaksanız, özellikle; asgari ücrete, taşeron çalışanlarına ve emeklilere verdiğiniz sözler ile sağlığa yönelik vaatlerinizi mutlak yerine getirin. Aksi takdirde millete başınız hep eğik kalacak. Diklenebilmeniz için daha kaç seçim yaşamanız gerekir? Uzun bir dönemi daha “ hesap soracağız ”diye bağırarak geçireceksiniz herhalde

İlker Aycı beyin İfadesi doğru mu? THY çok mu başarılı?

Konunun özeti şudur ki; artık finansal ve finansal olmayan performans arasında bir neden - sonuç ilişkisi olmadığına inanılıyor. Neticeten bu iki performans grubu kapsamındaki konularda yapılan ölçüm sonuçları üst seviyede değerlendirebiliniyorsa şirket başarılıdır. Mantık böyle çalışır. Aksi durumda şirketin başarısı bir masal veya hikâyeden öte olmaz.

İçinizdeki kötülüğü simgeleyen köpeği beslemeyin

Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Erol Özmen, “Her YALAKALIK yapanın amacına ulaştığını söyleyemeyiz, fakat ülkemizde yalakalığın işe yaradığını tereddütsüz ifade edebiliriz. Karşısındaki kişinin YALAKALIK yaptığını bilse bile yöneticilerin birçoğu bu durumdan rahatsızlık duymaz hatta memnun olur.

Yalaka koyun, kasabın keskin bıçağını övermiş

Evet Arkadaşlarım: Veysel Çeliker beyin ifade ettiği gibi; YALAKALIK SEÇİLMİŞ İNSANLARIN İŞİDİR. BÖYLE BİR ŞEREF ( ? ) HER SOYSUZA NASİP OLMAZ. Onlar irketlerimizin göz bebeği. Allah patronlara ve yöneticilerine eksiklirlerini göstermesin. Geçen hafta iki arkadaşımdan bir mail aldım.

Kontuarda somurtarak oturan şu güzel kızı oğluma almam Vallahi

Geçen günlerde bir arkadaşımı yolcu etmek için ATA’ ya gittim. Havalimanını özlemişim. Biraz erken gidip sağa sola, neler değiştiğine bakmak istedim. Kontuarların birinin önündeki yolcuların arkasında durup seyretmeğe daldım. Kontuarların birinde bilet ve bagaj işlemleri devam ediyordu.

Çalışanların hal-i pür melâlinden kim utanmalı?

Bu güne kadar APH için kaleme aldıklarım arasından seçtiğim 32 adet yazıma gelen okuyucu yorumlarının içerisinden, THY, TGS, HVŞ, ÇLB ve PGS şirketimizde görev yapan çalışanların dile getirdiği serzenişler içerisinden en çok şikâyet ettikleri konuları seçerek bunları kendi görüşüme göre gruplandırdım.

AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİSİ Mİ? YOKSA SİYASİ GÖRÜŞ BİRLİĞİ Mİ?

Amerika’daki beyazlarla köle zencilerin hikâyelerini ve onlara ne tür cezalar verildiğini duymuşuzdur. Efendiyi dinlememeleri halinde kırbaçlanırlardı. Taşeron uygulamaları ve çalışanlarının durumu da sanki bunun benzeri. Bir farkla ki, efendileri tek değil ve bu günün cezaları daha acımasız. Hak aramanın işsiz ve aç kalmak yanında insanın çocuğunun istediği şeyi ona verememesi gibi kahredici bir cezası daha var. Bunu kim göze alabilir ki? Hele ülkede bu boyutta işsizlik varken...

TAŞERON İŞÇİ İSTİHDAMI = EMEK HIRSIZLIĞI

THY Teknik ünite yöneticilerinin üstlerine taşeron istihdamı konusunun esasa bağlanması için baskı uygulamadıkları ortada. İnsanları, insanca çalıştırabilmek için önce iyi insan olmak sonra da kardan zarar etmeyi kabul etmek gerek. THY’ de bu statüde çalışanların yaşadıklarının sorumluluğuna Tekniğin yöneticileri büyük ölçüde ortak. Kardan zarar etmeyi kabullenmek ise Yönetim Kurulunun işi. Mademki bu konu YK kararı ile sonlanabiliyordu? Allah korumuş Türk Hava Yollarını.

İLKER AYCI: BU AYNI DÖNEMİN BİR BAYRAK DEĞİŞİMİDİR

Gözlerinizin içine bakarak konuşuyorsa, düşene vuran sekiz kişiye aynı anda kafa tutabiliyorsa, kendi grubunun aleyhinde de olsa doğruyu konuşuyorsa, kendi grubundan dışlanma pahasına vicdanlı davranıyorsa, kendisi ile dalga geçebiliyorsa, merhameti öfkesine galip gelebiliyorsa, HİÇ DURMA DAYA SIRTINI, AHMET HAKAN.” Evet, kötü bir dönem yaşadınız. İlker Beyi THY normalleşme sürecinin bayrak taşıyıcısı olabileceğini düşünün. İnsanlar ümit beslemeden yaşayamazlarmış ya.

TEMEL KOTİL: YABANCI UÇAK TEKNİSYENİ DE ALABİLİRİZ

THY Tekniğin en iyi dönemlerden birini yaşıyor olması gerekir. Şu anda, Genel Müdür Teknik eski Yardımcılarından biri Sivil Havacılık Genel Müdürü, diğeri ise THY Gn. Md ve Yön.Krl. Bşk. Vekili. Sonuçta bu İki ağabey bu sistemin tepesinde oturuyor. Bu dönemin bir üst yöneticisi, biz sizler gibi THY’ nda doğmadık, yukarıdan atadılar geldik. Görevden alırlar, çeker gideriz. Ertesi gün THY aklımıza gelmez, unuturuz demişti. Doğruymuş. Aldılar görevden, arkasına bile bakmadan gitti.

TEMEL KOTİL: YABANCI PİLOT ALIYORUZ DİYE BİZE KIZMAYIN

Yabancı pilotlara meraklı olduğunuz açık. Beyanınız üzere Afrika’daki uçuş noktalarını artırarak bu kıtada orta tabaka halkın oluşmasına destek verdiğimiz gibi, yabancı işsiz pilotları, maaş ödeyerek eğitip, süratle kaptan pilota dönüştürürken onların ülkelerinin Sivil Havacılık gelişimlerine omuz verdiğimizi de düşünebiliriz. Birde onları burada baş göz edersek, buyurun uçuş emniyetine de hafiften bir katkı. THY sizinle gurur duyuyor Temel Bey. İyi ki varsınız. Duacıyız.

KÖPEKSİZ KÖYDE DEĞNEKLE GEZMEK

Çalışanları, tehdit savurmadan, sistemli bir mobbing uygulamadan, medenice işten uzaklaştırabilmek için en azından insan olmak ve insanca davranmayı bilmek gerekir. . İşe alım konusunda kendisini sistemin tek seçicisi yerine koyarak işlem yapan bir insanın profesyonellik gerektiren diğer konuyu insani bir düzenle şekillendirebileceğini düşünebilmek zor ve ondan bunu beklemek hayaldir. Evet; bir; insanın kişililiği ve ne olduğu köpeksiz bir köyde değnekle gezerken anlaşılır.

ÇAYELİ BAKIR “ASIL CEVHERİMİZ ÇALIŞANLARIMIZ” DİYOR:

Çayeli Bakır İşletmeleri yönetimi İnsan kaynakları çalışmalarını ve kurumun yönetim anlayışını madenin asıl değeri olarak görüyor. Ve de yöneticiler maden çalışanları için en değerli cevherimiz diyorlar. Siz hiç bizim sektörde böyle bir şey duydunuz mu? Soma kazası sonrası bu işyerlerinin yöneticilerini yerden yere vurduk. Güzel olanı da duyurmak ve alkışlamak gerek. Hele hele konu sektörümüz çalışanlarının hasret olduğu, çalışana verilen değer ve insan sevgisi ile ilgiliyse.

İNSAN KAYIRMA & KAYDIRMA ÜNİTELERİNİN GÖREVLERİ

Fil hortumu ile bir tonluk yükü kaldırabilecek güçte bir hayvan. Küçükken demir zincirle bir kazığa bağlanan fil tüm uğraşına rağmen kazığı yerinden söküp hareket edemez. Ve bu onun zihninde yer eder, ömür boyu unutmaz. Büyümüş ve güçlenmiş olan fil bu kez sirk çadırında benzeri bir kazığa bağlanınca yine hareket edemeyeceğini düşünür, zorlamaz ve hareketsiz kalır. Bazı insanlarda bu fil gibi davranır. Kendisini düşünce ve sonuçlara hapsedip çizilmiş olan sınırların ötesine geçmez.

DAVACININ APTALI DERDİNİ MÜBAŞİRE ANLATIRMIŞ HESABI BİR YAZI

İş yoksa veya olanın maddi ve manevi şartları, yaşamın standart çizgide sürdürülebilmesini desteklemiyorsa her şey daha kötüleşiyor. Sıkıntılarımız katlanıyor, çoğalıyor. Yabancılaşıyor ve sevgisizleşiyoruz. Dostluklardan kopuyor hatta bazen insanlıktan uzaklaşıyoruz Farklı düşüncelere saygı göstermiyor, tahammülsüz ve gergin oluyoruz. Bu arada “ samanlık da seyran olmuyor”. Eğer orada da huzur bozulursa içimizdeki gecelerin karanlığı artık 24 saat sürecek demektir.

SİNİRLİYİM, GERGİNLİK UYUTMUYOR. ÇARESİZ HİSSEDİYORUM ÇOK MUTSUZUM

Birbirini yemeğe çalışan insanların bulunduğu iş yeriniz size bu arazları yüklüyorsa ve de bunun bir ruhsal dengesizlik olduğunun farkında olmayıp gereğini yapmıyorsanız sorun büyüyecektir. Bu gerginliğin yalnız iş hayatınızı değil tüm yaşamınızı menfi etkileyeceğini düşünmeniz gerek. Etrafınızda bu sıkıntıyı çeken o kadar insan var ki, belki de göremiyorsunuz. Yaşamdaki pembeliklerin farkına varacağınız bir ruhsal düzeni kendiniz, işiniz ve aileniz için oluşturmalısınız.

THY; NEPAL OLAYI. İŞ GÖREN ŞİRKETİNİ NASIL MAHKEMEYE VERİR.

Yönetimi yıpratmakla kurumu zedelemek arasında çok ince bir çizgi var. Bu iki olgu kolaylıkla birbirine karıştırılabilir. Hayati konularda ki paylaşımlarınız kamuoyu nezdinde kurumu zedelerse ileride bir gün sıkıntınız olacak demektir. Sapla samanı ayırabilmek özel bir kabiliyet ister. Çalışan bu önemli ayırımı yapamaz, düşünemez ise o gün gelmiştir. Bel bağlamayın, hangi taraftan olduğunuz hiç önemli değildir. Kurum unutmaz. O samanı yedirir insana. Bunu çok iyi bilesiniz.

Kar büyüğe, küçüğe bakmıyor. Apronun buzu Orhan Birdal beyi de kaydırdı.

Geçenlerde gördük. Bu kar yağışı şehir ve havalimanı yaşamını çok zorlaştırıyor. Hele aprondaki o buzlanma yok mu? Uçaklar kalkmaz. İhtiyatla yürümeye çalışan insanlar bile düşer yerle bir olur. Neden düştü diye de sorulmaz. Sorulsa da cevap alınmaz ve de Devlet işine akıl sır ermez. Hikmetinden sual de olmaz. Sual edersen cevaplayan bulunmaz. Sudan bir neden koyarlar önüne. Laf ola misali, Kar ve buz suyun kristalize olmuş şekli ya. Suyun buza dönüşmesi yeterli nedendir. İşte o hesap.

DİŞİSİNE KÖTÜ DAVRANAN HAYVANLAR

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele günü hazin bir olayı simgeler. Dominik Cumhuriyeti'nde yaşayan üç kız kardeş, kendilerine, ailelerine uygulanan tüm baskı ve işkenceye karşı mücadelelerini sürdürmüş ve sonunda diktatör Trujillo tarafından öldürülmüşlerdir. Bu trajedi kısa bir sürede Dominik halkının çığlığı haline dönüşmüş ve halkın ayaklanması sonucunda, cani Trujillo öldürülerek ülke diktatörlükle yönetilmekten kurtarılmıştır

FARKLI OLAN BİR İNSANIN BU ŞARTLARDA BİLE ARADAN SIYRILMASI MÜMKÜN

Doğru düşmanlar edinin. İş yaşamında bazen arkadaşlarınız ile ve hatta patronunuzla anlaşmazlığa düşmelisiniz – Yanlış okumadınız, düşmelisiniz – bazen kavgaya neden olmalı hatta bazen de kavgayı siz başlatmalısınız. Başarı arttıkça düşmanlarda artar diyor yazar. Türkiye için sakıncalı ama bunu uygulayan bir kişiyi tanıyorum. Üstelik başarılı bile sayılabilirdi. Üstelik bu kitap ortada yoktu o zamanlar. Ancak bu konuların önemli faktörü olan şans sıklıkla onun yanındaydı.

HAYAL BU YA. BİR GÜN TSHS ÇILDIRACAK, SİNİRLENECEK VE THY’NA ARTIK BU KADARI DA OLMAZ DİYECEK?

TSHS’nın Sn. yöneticileri, üyelerinizin çıkarları doğrultusunda yazıda tarif edilen bağlam ve boyutta bir siyasi düşünceye uygun hareket etmenizi yadırgamayız. Şart ki işverenin kurum personelini gruplara ayrılmasına, üyeleriniz içerisinde imtiyazlı bir sınıf yaratmasına, genel hak ve hukuk mefhumunun yok farz edilerek kazanılmış hakların kaybına omuz vermeyin. Doğru mu, yanlış mı bilmem ama oldum olası sessiz kalmakla omuz vermek arasında pek bir fark olmadığını düşünürüm.

ŞÜKÜR HAFTASI. SEKTÖRDE BUNU DA GÖRDÜK ÇOK ŞÜKÜR.

Çölün sıcağında susuz kalan, dudakları çatlamış biri sürünerek haritada küçücük nokta olarak bile görülmeyen bir vahaya ulaşır ve orada çöl sıcağında iyice ısınmış bir şişe su bularak onu buz gibiymişçesine kana içer. Bu suyun o insana nasıl ve neden buz gibi geldiğini bir an düşünelim ve bu anlatımı iş yerlerimize bir şekilde adapte edelim. Ortada büyük bir susamışlık var. Bu doğru ki dudakları çatlamış çalışanların. Sizce bu insanlar neyin susuzluğunu çekiyor dersiniz?

İNSAN KAYNAK DEĞİL BİR KIYMET, BİR DEĞERDİR

Tomurcuksuz ağaçların yaygın olduğu gölgelik bir ormanda yaşıyoruz. Güneş yok, büyüme ümidi hiç yok. “TOMURCUK DERDİ OLMAYAN AĞAÇ ODUNDUR ” derler ya. Orman da bu türden çok var. Nasıl mı gelişiyorlar? Sağlıklı ağaç tohumu daha fidanken tomurcuklarını döküp ağırlıktan kurtuluyor. Suni gübre karışımlı toprak desteği, onu ideal kıvama getiriyor. Odunlaştırıyor. Neye mi yarar? Kalan tomurcukları arsız otlara uygulanan zirai işlemle kurutmaya ve kendi unvanını ve gelirini korumaya.