Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]

İNSAN, KENDİSİNİ KÖTÜ VE AŞAĞILANMIŞ HİSSETMESİNE NEDEN OLANLARI ASLA UNUTMAZ

Beddua döner dolaşır kendi başına gelir derler ya. Allah bildiği gibi yapsın deyip geçmek en iyisi. Yine de dilemek gerekir ki bizim her hareketimizi gözetleyen yüce güç bu çirkin insanların yaptıklarını yakınlarına ve çok sevdiklerine ödetmesin. Şayet bu kötü yaratıkların şimdiye kadar yaptıkları ödemeler varsa ve bu sırada olanlar kendilerine büyük bir üzüntü vermişse bile yaşadıklarını daha önce yaptıkları kötülüklerle bağdaştırmazlar. Oysaki en çok bundan korkmalıdırlar.

VAY HAYVAN VAY

Bazen kızdığımızda veya birisi bize karşı kötü bir davranış sergilediği ona “ HAYVANLIK ETME “ veya “ VAY HAYVAN VAY “ dediğimiz, sinirimizin tepe yaptığı durumda ise bir adım öte “HAYVAN “ın babasını da yakıştırmamıza dâhil ettiğimiz olmuştur. Belli ki “ HAYVAN ” kelimesini hep tepkisel bir deyiş ve aşağılayıcı bir sıfat olarak kullanırız. Onların bizler için ne düşündüğünü bilmeyiz. Onlar düşünemezler ki? Biz ise düşünebilen cinsteniz. Asırlar öncesi biz insanlar evrim geçirdik ya.

MAAŞLARA YAPILACAK ZAMLAR ÖNEMLİ DEĞİL. ASLINDA KONU TAMAMI İLE DUYGUSAL

Sivil Havacılık Sektörü mensubu şirketimizin, 2015 yılı için büyük fedakârlıkla kardan zarar ederek uygulayacağı maaş artımı budur. Asgari ücretlilere uygulanan artım biliniyorken, ülke işçilerin gelirleri genelde açlık sınırının altında ve de genç işsizlik oranı bu boyuttayken sizlere daha üst seviyede zam uygulayarak ülke düzenini bozmak ve bir ayrıcalık yaratmak hem bizi, hem de sizi utandıracaktır. 2015 yılında da GİDEN GİDER, KALAN SAĞLAR VE KAPIDA İŞ BEKLEYENLER BİZİMDİR.

ÇALIŞANLAR KENDİLERİNE PAY ÇIKARTMASIN. BU BÜYÜK BAŞARI YÖNETİCİLERİMİZİN

Beş sene önce çalışanların işe devamları konusunda 4. 6’lık bir oranla Avrupa birincisiydik. Aslında bu birinciliği çalışanlara değil devletin sağladığı desteğe, yöneticilerimizin fedakârlıklarına ve yarattıkları özel şartlarla eşsiz vizyonlarına borçluyduk. O şartlar bu günde aynen devam ettiğine göre söz konusu araştırma güncellense de aynı sonucun alınacağı mutlak. Evet, saygıdeğer yöneticilerimiz, Türkiye sizlerle gurur duyuyor. Tabii ki tüm çalışanlarımızda.

CEHENNEM BOŞALMIŞ. TÜM ŞEYTANLAR BU DÜNYADA

Yukarıdan dünyayı seyreden ŞEYTAN bir bulutun üzerinde uyurken rüzgâr sertleşmiş. Şeytanın üzerinden üç tüy düşmüş dünyaya. Biri PARA’ ya diğeri MEVKİ’ e, üçüncüsü İHTİRAS’ın üzerine konmuş. Para ve Mevki’e konan tüyler kime ne fayda sağlayacağını zaten bilirmiş. İhtiras tüyünün konduğu insan sonuçta diğer iki tüye de sahip olacağına eminmiş. Çoğalmışlar zamanla. Alemde bu üçlü YALAKA veya DALKAVUK diye anılmaya başlanmış. O gün bu gün şeytan’a dünyada yapacak hiç bir iş kalmamış.

YOK, BİRBİRİMİZDEN BİR FARKIMIZ AMA BİZ OSMANLI BANKASIYIZ

Fıkra bu ya; Şirkette çalışanların maaş alırken imzaladıkları kâğıtta patronun bir mesajı yazılıymış." Maaşlarınız tamamıyla sizinle patron arasında özel bir konu olup miktarı sizden başka hiç kimse bilmemelidir” Notu okuyan yeni eleman parasını alıp kâğıdı imzalarken bu cümlenin altına bir iki satır yazmış. “ Takdir edilen maaşın tarafı olmam ve kabulümden ötürü ben de en az sizin kadar utanç içindeyim. Bu nedenle kimseye maaşımın tutarından bahsetmeyeceğime lütfen inanınız.”

AYARIYLA OYNADIĞIN KANTAR BİR GÜN GELİR SENİ DE YANLIŞ TARTAR

Sistemin adamları politik yaşamda, iş yaşamında her yerde sıkışacak bir köşe bulurlar kendilerine. Sıkışırken de kendilerine daha geniş yer açmak için etrafındakileri yaralar, berelerler. Hani bir sandalyeye iki kişiyi oturtmaya kalkarsanız biri kendine yer açmak için diğerini poposu ile ite ite yere düşürür ya. İşte o misal. Sıkışırlar, kendilerine köşe bulurlar dediğime bakmayın, inanılmaz büyük yer kaplarlar sistem içinde. Önemlidirler. Sizin şirkette birkaç örneği yok mu?

HİÇ BÖYLE BİR YÖNETİCİNİZ OLDU MU?

Terfi eden, yönetici olarak atanan çalışanın maaşı ve kendisine tanınan sosyal imkânlar artar, belki sekreteri de olur, Özel araç mı? Mümkün. Seçilen bu insan şimdi yönetici olmuş mu dur? Hayır, Çalışanların onu benimseyerek, kişiliğine güven ve bilgisine saygı duydukları, onun arkasından gidilmeye değer bir insan olduğunu anladıkları zaman atanan insan yönetici olmuş demektir. Demek ki esasta terfi onayını patronlar değil çalışanlar veriyormuş. Bunu hiç düşündünüz mü?

BÖYLE GELMİŞ, BÖYLE GİDER

Tabii ki bu tür uğraşlar kişisel değildir ve de olmamalıdır. Galiba bizim sektör için en zor olanda çalışanların bir araya gelerek hep birlikte düşünmeleri verdikleri kararı müştereken uygulamaya koymaları ve çıkışa doğru hep birlikte ilerlemeleridir. Buda hayalle kapı komşusu bir düşünce. Benim düşüncem. Bu becerilebilseydi zaten içinde bulunulan durum böyle olmazdı. Daha doğrusu mevcut işsizliğe rağmen çalışanı üzen belirli konularda böyle uç noktada olunmazdı. Ne dersiniz?

VARDİYALI ÇALIŞMA SAĞLIĞI BOZARKEN BAZI HASTALIKLARI DA TETİKLİYOR

Bu araştırmada İngiltere Tıp Araştırmaları Konseyi, Swansea Ünv. Araştırma ekibi, Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi ile İngiliz Surrey Uyku Merkezi yer aldı. On yıldan fazla vardiyalı çalışanların beyninin ( + ) 6,5 yıl yaşlandığı, bilişsel becerilerdeki gerileme etkisinin iş hayatının sonlanmasını takiben en az 5 yıl sürdüğü ve vardiyalı çalışmanın kalp, damar hastalıkları, kanser riskini artırması yanında MS hastalığı ile doğrudan bağlantı olduğu da belirlendi.

SN. PATRONLAR ALLAH SİZLERE O PARAYI HARCAMAYI NASİP ETMESİN

Karaman Ermenek’teki maden de yöneticisi yaşananın “araba kazasından farkı yok” buyurdu. Ne kadar ciddiye alırsınız bilemem ama Burhan Kuzu Beyefendi kendine yakışır bir adım atarak olayın bir tabii afet “olduğunu ortaya atmışlar. Bundan cesaret alan maden işletmesinden de süratle aynı mealde açıklama geldi. Allahtan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız yaşananın bir afet olmadığını söyledi ve “afet olmayan bir olayda bir ihmal vardır” diyerek bu saçmalıkları noktaladı.

UÇAK YOLCUSUNU BİLİNÇLENDİRMEK GEREK

Sivil Havacılık büyüyor. Filolardaki uçak adetleri de arttı. Tabii istihdamda. Adetsel artış göstermesine rağmen aynı kalan bir unsur var. O da bir takım tavır ve hareketlerini genelden kolaylıkla soyutlayamayacağımız yolcularımız. Ne havayolları, ne havalimanları yerleşime 100 km’ den uzak olmayacak diye konuşurken sektörün daha da büyüyeceği sinyalini veren siyasilerimiz başta olmak üzere hiç kimse uçak yolcularını bilinçlendirmek için kolunu kıpırdatmıyor.

KAZANÇ MI ÖNEMLİ, ONA ULAŞMAK İÇİN NELERDEN VAZGEÇİLDİĞİ Mİ?

Anlattıklarına razıyım diyebilirsin. Eh, davulun sesi uzaktan hoş gelir ya. Pilotluk sana cazip geldiyse hemen başvur. İlk mülakatta bir görevli T.C Nüfus kâğıdına bakıp “ Yabancı pasaportunuz varsa onunla müracaat et şartlar daha yumuşaktır, kabul edilmeniz garanti “ derse, eve gidip anneni ve babanı neden ben Türk doğdum diye sorgulama. Türkiye’mizde Türk’ün Türk’e rağbet etmediğini duymak muhteremleri üzmesin. Hoş bu işi sende anlamadın ya. Aynen eski kafalı olan bizler gibi.

THY TEKNİK & HABOM. HAMDİ BEYİN PUZZLE OYUNU

UÇAK BAKIM 850CK0002 SAYILI UÇAK BAKIM VE ÇEVRE DOKÜMANI Uçak Teknisyenliğini tariflerken “Uçak bakımında teknisyenin önemi unutulmamalıdır; Göz, kulak, beyin, duygusal stres, bedensel yorgunluk, dikkat, uyku, beslenme, solunum, öğrenme ve unutma gibi insanı insan yapan özellikleri de mutlak dikkate alınmalıdır.” diyor. İNSANI İNSAN YAPAN ÖZELLİKLER. Bu ne demek? Bize hayli yabancı bir terim. Umarım ki birileri bu dokümanın varlığını THY’ den ayrıldıktan sonra fark etmezler.

SEKTÖREL REKABET- OPERASYONEL GİDERLER, TAV- ÇELEBİ VE PEGASUS

Evet; PGS Çelebi’ den ayrılmaya kalkar. ( x ) Havayolu Havaş’ dan (+ ) indirim alır. Bunu gören ( y) şirketi de Çelebi’ den tekrar bir indirim isterken ( z ) havayolu hizmet aldığı kuruluştan bir şeyler kopartmıştır bu arada. Öyle veya böyle. Yukarıdakiler maliyeti kurtarmak veya kardan zarara daha fazla girmemek için kavgalaşırlar. Alışılageldiği gibi onlar kavgalaşırken ezilen hep altta çalışanlar olur. Ama bu bizim aile görünümümüzü zedelemez ( ? ) Nasıl bir aileysek ( ? )

BAŞ NEREYE GİDERSE AYAKLAR DA ORAYA GİDER - THY VE TGS

İş yerinde çalışanlar arasında mevcut düşmanlıklar daha da büyümesin. Büyürse ne mi olur? Grubun biri dağılır. Kuvvetli olan kalır. Bizden, sizden ayırımı da haliyle yok olur. Albino denen bir yılan türü var ya, hani aç kalınca kendini kuyruğundan yemeğe başlayan. Acıkınca yavrusunu yiyen timsahı da bilirsiniz. Dileriz ki gruplar kendi içlerinde birbirine düşmeden“ Şimdi sıra bizde “ düşüncesi sonlansın. Yoksa nasıl oldu anlamazsınız, bir gün bakarsınız ki sıra size gelmiş.

THY'NİN RAPOR ALAN PERSONELİ İŞTEN ÇIKARTMA HAZIRLIĞI

Brezilyalı Din Bilimci Leonardo Boff, Budistlerin Ruhani Lideri Dalai Lama’ya “ En İyi din hangisidir” diye sormuş. Beklentisi eski doğu dinleri veya Tibet Budizm’i vb. bir cevap alacağıymış. Lama ise bu suali “ En iyi din sizi Allaha en çok yaklaştırandır. Sizi daha iyi bir insan yapan, sizi, daha insaflı, daha sevgi dolu, daha az alıngan, daha dürüst, daha duygusal, daha merhametli, daha sorumlu ve de daha etik, olmaya yönelten din hangisi ise, en iyi din odur” şeklinde cevaplamış.

TÜRK HAVA YOLLARI ÖRNEĞİ VE ÇALIŞANLARIN RUH HALİ

THY çalışanları ne olacaklarını ne yapacaklarını bilmemekten yakınıyorlardı. İlerideki günlerin ne getireceğini göremiyor, kestirmiyorlardı. Güven noksanlığı en üst seviyeye tırmanmıştı. Şayet olumsuz düşünce ve duygular içerisindeyseniz hiç bir bilgi size iyi ya da doyurucu gelmeyecektir. Bu ruh halinin çalışanları ve dolayısı ile hizmeti menfi yönde etkileyeceği açıktı. Nitekim bir süre sonra hizmet aksaklıkları başladı. Uçuşlardaki gecikmeler tırmandı.

YAŞAMDA BİR OYUN SERGİLENİYOR. BİZLER SEYİRCİYİZ

Kimse bu yazıyı tek bir noktaya çekip yorumlamasın. Yazı tüm yaşamın motiflerinden bahsediyor. Yazı yaşamın değişik kesitlerinde diğer canlıları örseleyen, yıpratan insani ve belki de vicdani duygulardan arınmış “ Tüm sistem adamlarını” konu alıyor. Biz insanlar bu oyunun sergilendiği tiyatro eserindeki rolümüzün önemli olduğunu zannederiz. Bu bizim hüsnü kuruntumuz. Oysaki kimsenin size, bize baktığı yok. Çok basit bir görevimiz var. O da sahnedekileri düşünmeden alkışlamak.

KÖTÜ ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?

İş Güvenliği Yasasına ters bir uygulamaya karşı çıkarsak, işten atılırız düşüncesi pire kavanozunun üzerinde olduğunu düşündüğümüz sanal bir kapak gibi. Gerekli tüm önlemleri alıp bunu takiben zıplarsak kafamızın hiç bir yere çarpmadığını görürüz. Eğer genç olsaydım böyle bir hareketin başını çekmekten kesinlikle kaçınmaz ve de bunu sektör çalışanlarına bir katkı olarak görürdüm. Sonuç alırmıydım? Evet veya hayır diyebilmek için de bunu bir kez denemek gerek.

İNSAN HİÇ BİR ŞEYİ SEVMEDEN ANLAYAMAZ

Yöneticilerimizin çoğundan şikâyetimizin, adil olmamalarından ve çalışanlar arasında ayırım yapmalarından kaynaklandığı malum. Çalışma esnasında hata yapan personeli doğruya götürmek için caba sarf etmek yerine hemen cezalandırma yoluna gitmeleri ve ceza takdirinde bile ayırım yapmaları çalışanı yöneticilerden uzaklaştıran nedenlerin başında geliyor. Yardımlaşma ve destek olma konusundaki eksiklikleri ise tuzu biberi. Gel de sev ve gel de anla onları.

MÜJDE: 2013 YILI ÇALIŞMA SAATLERİNİN UZUNLUĞUNDA AVRUPA BİRİNCİSİYİZ

Hani bazı konular sizi sıkar. İç çeker durursunuz. Bir de bakarsınız ki, etrafınızda aynı sıkıntıyı çeken başkaları da var. İçinizdeki huzursuzluk az da olsa hafifler sanki. Sektörümüzdeki, hatta ülkemizdeki çalışma saatleri uygulaması işte böyle bir şey. Düzeltilmesi zor. Nedeni de ortada. Hizmet sektöründe en büyük tasarruf istihdam kısıtlaması ile sağlanır. Tensikattan doğan personel açığı ise mevcudun daha fazla çalıştırılması ile kapatılır. Sistem böyle çalışıyor.

ÇALIŞANI KURUMDAN KOPARTMA YÖNTEMLERİ

Kitapta İnsan Kaynakları ünitelerini bu konudaki üstün başarıları ve emsalsiz katkıları nedeni ile ayrı tutmuşlar. Bir de İnsan Kaynaklarının başı, şirketin tepelerinde yer bulmuş bir de söz sahibi olmuş ise, diğer ünitelerin yöneticilerine yalnız yol göstermekle de kalmaz, talimatla da yaptırabilir bu özel uygulamaları Nedenini bilmem Sn. Çanacık’ın dile getirdiği bu uygulamalar bana hiç yabancı gelmedi. Bir de siz bakın. Size neyi, kimi, kimleri hatırlatacak.

BU DEVİRDE YÖNETİCİ OLMAK DAHA MI KOLAY?

Evet, şimdi şirketinizde yönetici seviyesinin görevde ortalama kalış süresini düşünün. Ne kadar uzun değil mi? Bunun nedenlerini sizler daha iyi bilirsiniz. Bu gün kaç yaşındasınız? Şimdi, şirketinizde terfi ve yöneticiliğe yükselme süreci ile oranına bakın. Ve de şirketinizde yönetici seçimlerinde bizden veya sizden ayırımının ve torpilin kıstas olmadığını hayal edin. Bu güzel bir rüya değil mi? Eh bu durumda sıranın ne zaman size geleceğini hesaplayabilirsiniz?

BİR REORGANİZASYON DAHA YAPALIM

Reorganizasyonlar işin daha iyi ve sistemli ve rantabl bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacı ile yapılır. Tabii ki bu arada kurumun tasarruf etmesi de hedeflenir. En iyi tasarruf ise istihdamın azaltılması ile sağlanır. Çalışma sonucunda yöneticilerin sayısı, yeni unvana bağlı gelirleri artarken tensikata uğrayan üst yöneticilerin yanında çok düşük maaş alan alt zümre olur. Şirketin genel personel gideri ise fazlalaşır. Varsın olsun. Reorganizasyon yapılmıştır ya.