03 Ekim 2011, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

AHL’de Kuşlara Yasak Var

Airporthaber’de yayınlanan ve elinde tüfekle poz veren Ataürk Uluslararası Havalimanı görevlisinin haberi pek çok farklı yorum aldı.
 
Kuşlarla mücadele, özellikle uçaklara verdiği zararlar, ticari kayıplar, uçuş gecikmeleri ve diğer etkileri nedeni ile sadece ülkemizde değil birçok ülkede ve önemli uluslararası havalimanlarında ciddi ve çözülmesi gereken bir sorun olarak ele alınmakta ve çözüm konusunda çalışmalar devam etmekte. Bunun yanı sıra Annex-14 de tavsiye edilen “Doc.9137-p3 Bird Control and Reduction” yöntemler de konuyu takip eden uzmanlar tarafından bilinmekte.
 
Tarihçesine bakarsak, uçuşların başlaması ile birilerinin sahalarına girmiş olduk. Bizler bu sahaları, sahiplerinden ödünç aldık ama şimdi doğanın bu sahiplerini “gizli tehlike” ilan etmekteyiz. Gizli tehlike çünkü yeni nesil motorlardan dolayı uçaklar artık daha sessiz ama daha hızlı. İşte bu basit nedenlerden dolayı kuşlar bu korkunç tehlikeyi hissedemiyorlar ve kaçamıyorlar.
 
Biz ise ölen birkaç kuş için değil 1,5M$ zararı ve ardından bir sonraki uçuş ile ilgili alınacak düzenlemelerin getireceği yük için çareler aramaktayız. Hasarlı motor tamir görecek, belki de değiştirilecek, tarifenin uygulanması için uçak ayarlanacak, yerine uygun uçak yoksa dışarıdan kiralanacak, yolcular ara istasyonda misafir edilecek, yiyecekler, içecekler, sorunlarını çözmeye çalışacağız, vs.
 
Tüm kuş çarpması sonucu tedbir olarak inenler ve kalkıştan vazgeçenler sadece %5. Bu kazaların %69 gündüz, %15’i de gece olmuş. %16’sı da sabah/akşam alacakaranlığında. Bu kazaya maruz kalanların %69’u 27Ton üzerindeki Turbo Fan uçaklar. Bunların %29’u alçalmada, %25’i de kalkışta kuşlara çarpmışlar. Bu çarpışmanın %51’i, 100 ft’in altında olmuş.
Şimdi sıkı durun, bu kazaların %92’sinde “Kuş Alarmı” verilmemiş.
 
Her sorunda olduğu gibi çözüm elde etmek için sorunun derinlemesine analiz edilmesi gerekir.
Böyle bir kurul Ulaştırma Bakanlığı, yerli havayolu ve hava meydanı işleticileri, motor üreticileri, pilot kuruluşlarının katılımları ve zaman zaman da Çevre ve Tarım Bakanlıklarının yönlendirmesi ile çalışma ve araştırmalarını yürütmelidirler. Bölgesel ve Uluslar arası Kurullar (Bird Strike Committee Europe BSCE ve ICAO Regional Workshops on Bird Hazard Reduction), yapılan çalışmalara daima yardımcı olmuştur ve olmaktadır.
Böylece Ulusal Programlar yapılır ve gelişmeler takip edilerek alınacak tedbirler ile daha güvenli bir hava sahası yaratılmış olur.
 
Peki bir kontrol programı nasıl hazırlanılır. Başkaları nasıl hazırlıyor?
İlgili herkesin katılımı ile. İyi bir yapısal örgütlenme, kuşlarla mücadeleyi kolaylaştırır. (Özetle böyle tavsiye etmiş ICAO. Önemle de ATC personeli üzerinde durmuş.). Doğal yaşamı koruma programına, her havayolu işleticisinin katılma sorumluluğu vardır. Bu tür kazaların %90’ı, ticari havayolu işleticilerinin başına gelmektedir.
 
İşin içine Kuşların sınıflandırılması, göçer kuşlar ile yerleşik kuşların iyi tanınması ve takip edilmesi gibi zooloji bilgisi gerektiren konularda girmektedir. Bu sebeple kuş çarpması sonucu doldurulan raporların incelenmesi, önleme tedbirlerinin gelişmesini sağlayacak önemli verilerdir. Kuşların cinsi ile kazaların oluşumu arasında düzgün bir ilişki kurulduğunda hedefe ulaşmada adım atılmış demektir.
 
Çevre yönetimi ve konum düzenlemesine önem verilmeli ve olası önlemler değerlendirilmelidir. Öncelikle (ekolojik) çevrebilim araştırması yapılmalı, sonra konumlama tespitleri ele alınmalı. Örneğin Uluslararası Atatürk havalimanı Küçükçekmece gölü gibi birçok çeşit kuşun göç yolu üzerinde bulunan bir yaşam alanıdır. Atatürk Uluslararası Havalimanını bu saatten sonra taşıyamayacağımıza göre Havameydanlarında kuşlara barınma, su, yemek gibi olasılıkların nerelerde olduğunu belirleyip, bunları engelleyici tedbirler alarak hem kuşları hem de uçakları koruyabiliriz. Bu tedbirler, bireysel değil Çevre Bakanlığı tavsiyeleri ile ele alınmalı ve oluşturulacak kurul tarafından gerçekleşmesi kontrol edilmelidir. Yeşil korunmalı, ama kuşlara bu gibi bölgelerde yemek, su ve barınma sağlamadan bunu gerçekleştirmeliyiz. Su birikintileri kontrol altına alınmalı doğru mücadele verilerek kurutulmalıdır.
 
Tabii ki en önemli konu ve yazının başlığına da konu olan husus Kuşları Kovma Yöntemleri. Annex-14 de tavsiye edilen bir çok yöntem vardır ve bunlar başarıya ulaşmış yöntemlerdir Ancak hangi havameydanında hangisinin başarılı olabileceğine denemeden karar verilmemelidir. Örneğin Güney Afrika’ da ki havameydanlardan birisi tavşanlar, kemirgenler ve kuşlarla mücadele etmek için çita kullanmaktadır. Hayvanın boynunda ki verici ile de hayvanın limandaki yeri ATC tarafından kontrol edilmektedir. Avrupa da ki havameydanları ve bize de uyacak önerilen yöntemlerin ilki ise sesli kovuculardır. (ses bombaları, sirenler, alarmlar, yırtıcı kuş sesleri, fişekler) Yani habere konu olan silahlı görevli resmi Annex 14 tarafından önerilmektedir. Doğal olarak bu sesler ile kuşları ürkütüp uçaklara tehlike yaratmamak için iyi bir zamanlama, plan ve program gerekecektir. Sesli kovuculardan başka görsel kovucular (korkuluklar, bayrak ve flamalar, ışıklar, Yırtıcı Kuş maketleri, Şahin-Atmaca uçurtmaları, model martılar) ve engeller (öldürücü, itici kimyasallar ya da tuzaklar bariyerler) de önerilen mücadele yöntemleridir.
 
Sakınmak, önlemek, mücadeleden daha kolay, etkin ve yararlıdır. Korunan sahalara girişi önlemek en etkili korunma tedbirlerinin başında yer alır. Yemek, su ve barınak çevrede ne kadar az olursa, o kadar tehlikeden sakınmış ve mücadelede başarılı oluruz.
 
Elbette Kuş ile Mücadele Programı personeli için düzenli eğitim şarttır. Çevrede mevcut arazi düzeninin, havameydanı içerisindeki çöp toplama sahalarının, özetle yemek, su ve barınak olmaya elverişli yerlerin kontrolü ve düzenlemesi zorunludur.
 
Uygulanacak Program ile gelişmelerin kontrolü ve değerlendirilmesi sonucu başarı ya da başarısızlık ortaya çıkacaktır.
 
Gelen soruları tek tek cevaplamak ve ilgi haber üzerine yorum yapmak yerine önce sorun ile ilgili bilgilendirici bir özetin yapılmasının, sorulmamış sorulara da cevap anlamına geleceği açıktır.
 
Haber ile ilgili sorularımızı sormaya başlayalım;
 
1- Böyle bir kurul mevcut mu?
2- Kurul, her meydan için yöresel bir program hazırlamış mı?
3- Havameydanı işleticilerinin bu programda rolü nedir?
4- Havayolu işleticilerinin bu programda rolü nedir?
5- Havameydanlarına göre çevredeki kuş cins ve tipleri belirlenmiş midir?
6- Havameydanları ve pist çevresinde gerekli yapılanma ve çevre kontrolü sağlanmış mıdır?
7- Bölgedeki kuş cinsine ve mevcut göç yollarına göre hangi uygun kovma yöntemleri denenmiş ve nasıl bir yüzde ile sonuç alınmış?
8- Kuş kovma ile ilgili hangi personeller eğitilmiş ve bu personeller hangi bölümlerde çalışmaktadırlar?
9- Meydan civarı uygun yaşam alanları hangi sıklıkla ve kimin denetiminde Çevre Bakanlığı tavsiyelerini uygulamaktadır?
10- Bu güne kadar elde edilen başarı yüzdesi nedir?
 
Haberdeki resme bakıp hemen karar vermeyelim.
Önce bu soruların cevaplarını öğrenelim.
Amaç doğruyu bulmak.

Sevgiler
 
AHL’de Kuşlara Yasak Var

Yorumlar

Misafir ~ 13 yıl önce
ICAO kuralları gereği zaten böyle bir kurul olusturulması gerekli değil mi?

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000