Ercan Havalimanı'nda geçen Cuma günü yardımcı seyrüsefer sistemlerinden localiser'e ait kart yandığı için uçaklar inişlerde zorlandı, bazı uçaklar dakikalarca havada tur atmak zorunda kaldı. Anadolujet'e ait TK7870 sefer sayılı uçak da onlardan biriydi.
Anadolujet uçağı, Ercan Havalimanı'na inmek için bir saat 15 dakika boyunca, toplam 15 tur atmasına rağmen inişini gerçekleştiremedi ve sonra da yakıt kritiğine girme olasılığına karşı kalkış yaptığı Adana Havalimanı'na geri döndü.
Aynı dakikalarda Ercan Havalimanı'na iniş gerçekleştiren uçaklar da oldu. Ancak kart arızasının neden olduğu inişi güçleştiren sebeplerden ötürü birçok uçak sinyal yakalayamadığı için inişlerini gerçekleştiremediler.
Böyle durumlarda yolcular, kullandıkları havayollarına "X firması indi, biz neden inemedik?" tarzında eleştiriler yöneltiği için buna da bir parantez açmak istiyorum. Anlık olarak değişen teknik ya da meteorolojik koşullar, bir uçağın inişine imkan verirken dakikalar içerisinde bir başka uçağın inişine izin vermeyebilir. Havacılıkta uçuş emniyeti öncelikli olduğu için pilotun veya havayolu şirketinin bu konulardaki kararına saygı duyulması gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Konumuza dönelim...
Ercan Havalimanı'ndaki Aletli Yaklaşma Sistemi ILS'in tamamlayıcısı olarak bilinen localizer kartının yanmasından dolayı 18 Kasım'da bir notam yayınlandı ve sistemin gayrifaal olduğu duyuruldu. Burada akıllara gelen ilk soru doğal olarak şu... Uçakta her bir sistemin iki ya da üç yedeği varken günlük ortalama 70 uçaklık bir trafiğin olduğu Ercan Havalimanı'nda localizer kartının yedeği neden yoktu? Neden bir kartın KKTC'ye ulaşması için iki gün boyunca inişler notamlandı? Ve elbette, böyle bir durumda localizer kartının Türkiye'den KKTC'ye ulaşması sırasında geçen zamanda ortaya çıkan mağduriyetin sorumlusu kim ya da kimler?
Havada dakikalarca tur atan uçaklar, o uçakların harcadığı yakıt, o yakıtın çevreye verdiği zarar ve tabi bolca zaman kaybı yaşayan yolcular...
Bütün bunların sebebi, Ercan Havalimanı'nda localizer yedek kartının olmaması!
Bundan daha ötesini söyleyeyim...
Ercan Havalimanı'nda tam bir buçuk yıldır, uçağa süzülüş açısı veren VOR ve DME gibi yaklaşma sistemlerinin bir ekipmanı olarak bildiğimiz, 2/9 pist başındaki VASİS adı verilen sistem de çalışmıyor!
Son derece basit ve çok da maliyetli olmayan bir arıza dolayısıyla, aylardır bu yardımcı seyrüsefer sistemleri kullanım dışı kalıyor ama ne meydan işletmecisinden ne sivil havacılık otoritesinden ne de KKTC Ulaştırma Bakanlığı'ndan bu arızanın düzeltilmesi ile ilgili tek bir adım yok...
Yanı başındaki Larnaka Havalimanı'na bakıyorsunuz, hava seyrüsefer sistemlerinin en gelişmişleri, en modernleri kullanılıyor. Tabiki uluslararası trafiği çok daha fazla olan Larnaka ile Ercan Havalimanı kıyaslanamaz ancak Ercan'daki birçoğu business jet olmak üzere günlük 70 uçaklık trafik de asla azımsanamaz.
Allah korusun, havacılıkta yedeğin yedeğinin olduğu sistemlere rağmen Ercan Havalimanı'nda eksik ya da çalışmayan yaklaşma sistemlerinden dolayı bir kaza yaşansa bunun sorumlusu kim olacak?
Bu sistemlerin arızalı olmasının yarattığı emniyetsizliğin olası bir kaza kırıma neden olması durumunda bunun hesabını kim verecek?
Bir kart arızası dolayısıyla uçaklar dakikalarca havada tur atmak zorunda kalıyor ve bir sinyal yakalayıp da inebilmek için saatlerce çabalıyorsa burada yaşanan aksaklığın bir sorumlusu olmalı...
Kim o sorumlu?
İşletmeci firma mı ? Bayındırlık Ulaştırma Bakanlığı mı? Yoksa sivil havacılık otoritesi mi?
Bana göre hepsi...
Facebook Yorum