Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, Kazakistan'da mesai arkadaşlarını bırakarak kargo uçağı ile Türkiye'ye dönmesi eleştirilince ilk fırsatta soluğu eski spiker, yeni siper Ahmet Hakan'ın yanında aldı.
İlker Aycı, ikisi kadın pilot ve biri de bir kaç gün sonra baba olacak bir pilotun da aralarında bulunduğu 20'nin üzerinde mesai arkadaşını neden bıraktığını anlatırken aklıma Banker Bilo filmindeki, Şener Şen ile İlyas Salman arasındaki replik geldi.
Şener Şen, İlyas Salman'a attığı kazıklardan sonra her seferinde " Yaptım, ama hele bir sor niye yaptım" cevabını veriyor ve mantıksız izahatlerde bulunuyordu. Aycı da, Banker Bilo'daki İlyas Salman karakteri kadar saf olmayan Tarafsız Bölge program sunucusu Ahmet Hakan'a olayı anlatırken, "Kazakistan'ı terkettim, ama hele bir sor niye terkettim?" türünden bir giriş yaparak kendisine göre mantıklı bir cevap vermeye gayret etti.
O yayında öğrendik ki, İlker Aycı'nın ekipleri arkasında bırakarak Kazakistan'ı terketmesinin asıl sebebi, bir an önce kaçmak asla değilmiş. Asıl amacı, Türkiye'ye dönerek krizi daha iyi yönetebilmekmiş..
Şöyle diyor İlker Aycı;
" Krizi Kazakistan'dan yönetemem, Orada haberleşme zayıftı. Haber alınamadığı için ekiplerimizin aileleri endişelendi. Ekibimi daha hızlı kurtarmak adına bir an önce geldik ve krizi çözdük... "
Eğer İlker Aycı'nın karşısında, bir kurgunun parçası olan gazeteci olmasaydı, burada şunu sorması gerekirdi...
Farzedelim ki, dediğiniz gibi...
Dönmeden önce ekiplerin yanına giderek ya da bir şekilde ulaşarak, " Tamamen güvendesiniz. Sakin olun, sizi kurtarmak için tekrar döneceğim" dediniz mi?
Normal koşullarda, aklının bir köşesinde onları kurtarmak olan bir kişinin, bu düşüncesinden mahsur kalanları da bir şekilde haberdar etmesi gerekmez mi?
Ben İlker Aycı'nın bu konuya ilişkin savunmasının hiçbir kısmına açıkçası inanmadım... Gelen eleştirilerin önünü almak için bir şeyler yapması gerekiyordu ve bunun için en kullanışlı kişinin karşısındaydı sadece...
Ahmet Hakan'ın son bir kaç yıldır THY'yi savunma konusunda can hıraş çabası herkesin malumu...
Daha önce, THY yönetim kurulu üyesi için özel kabin ekibi kurulduğu iddialarını da Ahmet Hakan yalanlamıştı...
THY'de 78 üst düzey Kartal İmam Hatip Lisesi mezunu olduğu iddialarını da...George Clooney'e THY'nin 35 milyon dolar teklif ettiği iddialarını da keza...
En önemlisi İlker Aycı ile eşi için uçaktan inerken kırmızı halı serildiği iddialarını da tek başına yalanlayan THY ile ikili ilişkilerinin(!) gayet iyi olduğu anlaşılan Ahmet Hakan'dan başkası değildi...
Üstelik 6 Haziran 2019 yılında kırmızı halı iddiası ile ilgili " Yalan bu, resmen iftira!" şeklinde yazı yazan Ahmet Hakan, en son programda sanki bu olayı ilk kez duymuş gibi, " Ben görmemiştim, ikinci bir konu daha var. Kırmızı halı meselesi... Nedir bu olay" diyor... Kırmızı halı ile ilgili üç yıl önce köşe yazısı yazıp, "Yalan bu, resmen iftira" diyen Ahmet Hakan'ın, sipariş soru alırken, biraz hafıza egzersizi yapması da gerekiyor. Aksi durumda, detaylara hakim olanlar karşısında, komik duruma düştüğünü bilmesini isterim.
Bu programın amacı açık... Bunu sorgulamıyoruz. İlker Aycı, Kazakistan'daki hatasını halkla ilişkiler çalışması ile yönetecekti ve bunun için de en kullanışlı kişi Ahmet Hakan'dı... Programın ilerleyen bölümlerinde İlker Aycı'nın her cümlesine, " Auuu, uuuu, gerçekten mi?, Allah Allah" şeklinde abartılı tepkilerle karşılık veren Hakan'ın, Aycı'yı parlatma, yaptıklarını olağanüstü olarak gösterme gibi gayretlere girdiğini de görebildik. Bu da herhalde anlaşmanın bir parçasıydı!
Hepsi bir yana ben o akşam en çok THY kargo konusunda, kargo projesinin temellerini atan, 2003 yılından beri sistemli bir şekilde büyütülmesi için gayret harcanan kargo projesinin İlker Aycı tarafından tek başına sahiplenilmesi çabasına takıldım. Eminim kargo projesini hayata geçiren Candan Karlıtekin, Hamdi Topçu ve Temel Kotil gibi isimler de İlker Aycı'nın sözleri karşısında, " Ne yani, biz hiç mi kargo için bir şey yapmadık?" demişler ve içerlemişlerdir. Halbuki THY, bu konuda 2003 öncesinden itibaren önemli bir vizyon ortaya koymuş ve yolcu uçağı olarak kullanılan Boeing 727 ve Airbus 310 uçakları kargoya dönüştürülmüş, 2009 yılından itibaren de önce Airbus 330 ve sonra da Boeing 777 kargo siparişleri verilmişti.
İlker Aycı döneminde hem filoda hali hazırda uçan kargo uçakları hem de teslim alınması beklenen uçak siparişleri vardı. Siparişler tıkır tıkırteslim alınmaya başlanınca da kargo işi iyiden iyiye büyüdü. 2015 yılında göreve gelen Aycı'nın, " Kargo projesini 2016 yılında yaptık" demesi, "Amerika'yı yeniden ben keşfettim" demek gibi bir şeydir ve önceki yıllarda verilen emeklere nankörlüktür...
THY'nin kargodaki başarısı son birkaç yılın değil, uzun yıllar önce atılan temellerin sonucudur ve en son yönetim kurulu başkanına sahiplendirilemez. Tıpkı Aycı sonrasında da, bu dönemde THY için konulan her bir tuğlanın yok sayılamayacağı gibi...
Facebook Yorum