TEİ’ye “bir dokunduk bin ah işittik” desem yeri var. Meğer ne kadar kanayan yara varmış. Aktıkça akıyor bilgiler. Keyfi uygulamalar, villalar, havuzlar, golf sahaları, özel araçlar, Amerika seyahatleri, özel aşçılar ye babam ye mantığı. Derin incelemek lazım. Kapalı kutunun anahtarı İsmail Demir’de.
Gözden uzak diye unutulacak hali yok. Ankara’ya bir saat mesafede Eskişehir. Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir çok kıymet verdiğim çok değerli bir yönetici. Kesinlikle böyle keyfi uygulamalara müsamaha göstermez. THY Teknik’ten iyi tanırım. İş disiplini mükemmel, dedikodudan uzak ülkesi için çalışan ender yöneticilerimizden biridir.
Eminim ki bu yazılanları, iddiaları en ince noktasına kadar araştıracak ve gereğini de yapacaktır.
Bir önceki yazımızda da bahsettik. Dedik ki, TEİ ülkemizin gözbebeğidir ve ciddi bir kurumdur ve bu ciddiyetle yönetilmesi gerekir.
Geçen haftaki yazımı okuyanlar hatırlayacaktır. TEİ ile ilgili tarikat iddialarını gündeme getirmeden önce Mahmut Akşit’i arayıp iddiaları sormak istemiştim. Özel kalem maalesef işin ciddiyetini anlamamış ki, geri dönüş bile yapmadı.
Durum böyle olunca elimizdeki bilgileri paylaşmak farz oldu. Yazınca kıyamet koptu.
“Bu bilgiler kimden sızdı” sorusunun cevabı aranmaya başlandı. Sonra ilk iş tehditvari bir mail ile Airporthaber’e talimat verildi. İçeriğin ana öğesi “Kaldırın yazıyı” oldu. Sanırsın ki onların emir kuluyuz.
Bakın TEİ Kurumsal’dan gelen maile;
“Sayın ilgili; Ekte yer alan ihtar yazımızdaki açıklamaları dikkat almanızı ve sitenizde yayınlanan, linkini verdiğimiz yazı içeriğinin derhal yayından kaldırılmasını; bundan sonraki süreçte de şirketimiz ve çalışanları hakkında ve hukuka aykırı hiçbir içeriği yorum ve yayıma yer verilmemesini talebimiz doğrultusunda işlem yapılarak neticeden bilgi verilmesini ihtaren bildiririz”.
Şimdi sorarım size bir kurumun kurumsal iletişim departmanı herhangi bir yayın kuruluşuna bu şekilde emir vermesini kim kabul eder.
Sonra yetmedi, Kurumsal İletişim’den aradığını söyleyen Mehmet adında bir şahıs arayarak aynı minvalde konuşma yaptı. Lakin bizi tanımadığı belli. Uygun dil ile cevabını aldı.
Oysa beklerdim ki “iddialarınız konusunda gerekli inceleme başlatılmıştır. TEİ ülkemizin savunma sanayisine ve sivil havacılık sektörüne hizmet etmeye devam edecektir.” Şeklinde bir açıklama ile kurumu koruma altına aldıklarına dair açıklama gelsin.
Şimdi ben sorularıma başlıyorum.
Ve bu sorulara daha niceleri eklenebilir. TEİ, bu ülkenin gözbebeklerinden biridir. Dolayısıyla çarçur edilecek bir lirası olmayan bu ülkenin milli bir kurumunda bu tür olaylara müsamaha gösteriliyor mu? Bütün bu soruları genel müdür Mahmut Akşit’in cevaplaması zorunludur.
İLKER AYCI İÇİN DÜŞÜNDÜKLERİM.
Empati yapmayı becerenler benim yazacaklarıma hak verir diye düşünüyorum. Hamdi Topçu’dan devir alınan devası bir kurum THY. İlker Aycı için kısa süreli yönetim kurulu üyeliğinden sonra gelinen tepe nokta.
Yanlış yapması muhtemel. Yanlışları da oldu. Ama yanlışlarından çok talihsizlikler hep onun dönemine denk geldi. Beşinci yılını geride bıraktı. Yani üniversite bitti doktora dönemi.
THY öyle bir kurum ki kontrol etmesi bir yönetici için süpermenlik gerektiriyor. Kendisi ne kadar iyi olursa olsun alt yöneticilerin de bu anlamda ayak uydurması lazım. Yapı öyle kozmopolit ki dengeleri de korumak zorundasın. Aksi durumda nifakçılar tetikte bekler.
Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Havalimanı bombalamasından hain saldırı girişimine, Boeing 737 Max talihsizliğinden Covid19 salgınına, yeni havalimanına taşınılmasından ülkede yaşanan ekonomik zorluklar hep onun dönemine denk geldi.
Ya talihsiz ya da talihsizlik.
Tüm dünyada havacılığın durduğu noktada bütün havacılık şirketlerinin ülkelerinden destek alarak ayakta kalma yolunu tercih etmelerini düşünürsek, THY’nin KÇÖ hariç devletten bir kuruş destek almamasının İlker Aycı marifeti olduğunda hemfikir olmalıyız.
Aslında söylenecek çok sözler var ama yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için şunu söylemek istiyorum. Dövdüğün (Eleştirdiğin) adamı övmeyi de bilmelisiniz. Tam da bunu yaptım.
İyi haftalar.
Facebook Yorum