“Yatacak yeriniz yok” desem koştura koştura mahkeme yolu tutarsınız. “Arkadaşınızı zengin ediyorsunuz” desem fellik fellik tanıdık savcı, hakim ararsınız mahkum ettirmek için. “THY Teknik soyuluyor” diyorum kılınız kıpırdamıyor. O halde bana “yeyin efendiler” demek düşüyor.
İki haftadır yazıyorum. Diyorum ki THY Teknik’in içi boşaltıldı, milyon dolarlar çil çil edilip yeniliyor. Rüşvetçiler, çıkarcılar çanta çanta paralarla dolaşıyor. İşaret veriyorum, isim veriyorum, adres veriyorum, yol gösteriyorum. Umurunuzda mı beyler.
Mağripten maşruka kadar her yer rüşvet ağı ile donatılmış. İçeriden yöneticiler, dışarıdan iş takipçileri diğer taraftan siyasiler hepsi için birer parçası olmuş diyorum.
Cumhurbaşkanı “abdestinde namazında” desin diyecek kadar müslüman olanlar, soyguna göz yumarak hangi akla, hangi izana, hangi fikre hizmet ediyorsunuz.
Los Angeles’i su yolu yapanlar size sesleniyorum. Bu çarkın içinde kimler var ortaya çıkartın. THY Teknik’in avukatları, hukuk birimi size soruyorum bu çarkın daha ne kadar dönmesine izin vereceksiniz?
THY Teknik’in çiçeği burnunda genel müdürü Mikail Akbulut neden sessizsiniz? Hiç mi vicdan yapmıyorunuz, hiç mi sorumluluk duygusu yaşamıyorsunuz?
Tüm THY’nin ve iştiraklerinin sahibi İlker Aycı size soruyorum, hiç mi umursamıyorsunuz?
Her defasında “Gazeteciyim” diyen şahsiyetler size soruyorum, “Neden irdelemiyorsunuz” yoksa çarka siz de mi dahilsiniz?
İki başlık attım iki hafta arayla. “THY Teknik’in zengin ettiği adam, THY Teknik’te Ağır Cezalık Yolsuzluk” şeklinde.
D.K ile ilgili yazdıklarımdan sonra, D.K ile görüşme yaptım. Medeni bir şekilde anlattı. Rüşvet verdiğini birer birer, kalem kalem izah etti. “Mecbur bırakıldım” dedi. Zaten belgeler elimde idi. En azından adam inkar etmedi.
Rüşveti alanlardan bir tanesine telefonla ulaşıp fikrini-zikrini, nedenlerini-niçinlerini öğrenmek istedim. Ancak kaçarcasına telefonu kapattı. Türker Sezgin’den bahsediyorum. Rüşvet alıp sonra da bazı bilgilerin THY Teknik Hukuk servisinde işleme alınmaya başlamasının ardından, “Nasıl olsa cukka doldu” diyenler kaçıverdi teknikten.
Kimi şirket kurdu, kimi yabancı şirketlerle işbirliği yapıp Türkiye temsilciliği aldı.
Geçen hafta yazmış olduğum yazıdan sonra bekledim ki THY açıklama yapsın, olanı biteni dosya halinde savcıya versin.
Ne savcılığa gidildi ne de her hangi bir açıklama. Anlaşılan çarkın ucu çok ama çok derin yerlere dayanıyor. Kayadan sert, çelikten sağlam bir yerlere.
İşte belki de bu sebeple bu düzen böyle devam etsin isteniyor. Rüşveti veren de alanda işine devam etsin isteniyor.
Ama hesap günü gelecek. Bu defterler açılacak.
Los Angeles’ta aranan yeni yaşam yerleri bile onlara dar gelebilir.
Derdimiz bu ülke ise, derdimiz THY ise biz susmayacağız. Susanlar da “yetim hakkı yemem, harama el uzatmam” diye ortalarda dolaşmasın.
THY Teknik soyulurken göz yumanlar, görmezden gelenleri görmeyeceğimizi kimse düşünmesin.
Facebook Yorum