Havacılık sektöründe bazen öyle durumlar yaşanıyor ki, hangi konuyu yazacağınız arasında seçim yapmakta zorlanıyorsunuz. Önce geçen hafta yazdığım köşe yazımla ilgili yaşanan gelişmeyi aktaracağım. Hatırlarsanız düşen uçağın tescilinin düşürülüp düşürülmediğini sormuştum. Cevap geldi.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Isparta’da düşen Worldfocus Havayolları uçağının tescilin silindiğini bildirdi.
Ama burada şunu vurgulamadan geçmeyeceğim. Kazanın üzerinden nerdeyse altı ay geçti. Kaza raporu henüz açıklanmadı. Raporların açıklanmaması kafalarda soru işaretleri oluşturmaya başladı. Bu işin neresinde olunduğu açıklanmalı.
Şimdi gelelim bu haftaya
Önce geçtiğimiz hafta AnadoluJet adı altında uçmaya başlayan THY’nin alt markasının bilet satışındaki pazarlama taktiğini ele almak ve eleştirmek istiyorum. 29 YTL denilen biletin aslında yakıt ve biletleme hizmetlerinin eklenmesiyle çok daha fazla olduğunu herkesin bilmesini isterim. İnsanları “29 YTL’ye bilet satıyoruz” diye aldatmanın anlamı yok. Bunu sadece AnadoluJet yapmıyor, diğer özel havayolu şirketleri de yapıyor. Yanlış bilmiyorsam bu konuda en etik davranan şirket Sunexpress Havayolları. Bu şirketimiz her şey dahil fiyatım şu diyor. Bu açıdan Sunexpress Havayollarını kutluyorum.
Olması gereken de bu.
Vatandaş bilet almaya gittiğinde kaç para vereceğini bilmeli. Cüzdanını ona göre ayarlamalı. Bu benim kanaatim. Doğru bir kanaat diye de savunmuyorum, bir vatandaş olarak, uçağa binen bir yolcu olarak kaç paraya bilet alacağımı bilmeliyim.
HADİ UÇUN BAKALIM
Asıl konumuz Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün başarısı ile alakalı. Tabi öncesinde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün önünü açan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan söz etmek gerek. Yıldırım; havacılık alanında yaptığı hizmetlerin sadece iç hatları özel şirketlere açmakla sınırlı kalmadığını da göstermiş oldu. Bugüne kadar yapılamayan bir anlaşmanın önünü açtı. Rusya ile yapılan görüşmelerin lokomotifi o idi. Rus meslektaşları ile yaptığı görüşmeler, ikili ilişkilere verilen önem Rusların yıkılmaz denilen tabusunu da yıkmış oldu. Rusya’nın 10 noktasına uçma izni sadece Almanya’ya mahsus bir durum. Alman uçakları Rusya’nın 10 noktasına uçabiliyor. Türkiye olarak biz sadece 5 noktaya uçabiliyoruz.
Ama artık Türkiye’de Almanya gibi 10 noktaya uçabilecek. Bu uçuşlar eskiden sadece THY’nin elinde idi. Şimdi özel şirketler de uçacak. Antalya, Dalaman, Bodrum, İzmir, İstanbul Türk tescilli uçakların getirdiği turistlerle kaynayacak. Bu durumdan hem havayolu firmaları faydalanacak, hem turizmciler hem de Türkiye Cumhuriyeti…
Bu tarihi anlaşmayı yapan Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ve yanında bulunan tüm ekibi kutlamak gerek. Hani, derler ya “Bu ülke için bir taş üstüne taş koyanı sırtımda taşırım”. 40 yıldır değişmeyen anlaşma bu ekip tarafından değiştirildi. İşin enteresan yanı bu anlaşmalar Sovyetler Birliği döneminde imzalanmış. Rusya ile anlaşma bile yok.
Bu anlaşmanın içi sadece yolcu taşıyan uçaklarla ilgili doldurulmamış. Kargo uçuşları yapan MNG, KUZU Havayolları ve ACT Havayolları da unutulmamış. Onlar için çok daha avantajlı bir madde konulmuş anlaşmanın içine. Limitsiz uçacaklar Rusya’ya. İstedikleri kadar. Taşıyacakları kargoyu buldukları anda uçmaları serbest. Bu fırsat iyi değerlendirildiği taktirde Laleli piyasasının yeniden canlanabileceğini düşünüyorum. Laleli’den yapılacak alışverişleri organize edecek bir firma ister Atatürk Havalimanında isterse Sabiha Gökçen Havalimanında oluşturacağı organizasyonla ticari anlamda çok kazançlı çıkabilir.
Bu anlaşma tüm havacılık sektörümüz için hayırlı oldu diyebiliriz. Türkiye’nin bir havayolu pazarı daha açılmış oldu. Bu kadar yeter mi? Elbette yetmez. Daha fazla uçuş almak için çaba harcamak gerek. Ama başlangıç için başaranları alkışlamak gerek.
Kısaca Sabiha Gökçen’den de bahsetmek istiyorum. Sabiha Gökçen Havalimanı işletme anlamında devlete 20 yıllığına “hoşçakal” diyor. Sabiha Gökçen Havalimanı, artık Antalya gibi, Atatürk Havalimanı, Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Dalaman gibi özel sektörün ellerine teslim ediliyor. LİMAK ve ortakları yeni terminalin de temelini atıyor.
Bundan sonra İstanbul’da rekabet artacak. Atatürk Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanı havayolu kapmak için adeta yarışacaklar. Rekabet güzel şeydir. Haksız olmadığı sürece.
İyi haftalar diliyorum.
Yorumlar