Umut

2020 yılının henüz başlamasına kısa bir zaman kala başlayan olaylar zincirinde, her yeni gün bir felaketle daha karşılaşıyoruz.

Öncelikle İzmir’de yaşanan deprem sonrası hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride bıraktıklarına başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Bu olay karşısında seferber olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Türk Sivil Havacılığında önde gelen havayolu şirketlerine gösterdikleri hassasiyet sebebiyle teşekkür ederim.

YURT DIŞI HARCI

Yaşanan depremler sonucunda herkesin gözü bir anda ödenen deprem vergilerine çevrilirken, bir anda TOKİ’ye ödenen yurt dışı çıkış harcı aklıma geldi. Bilindiği üzere 19 Temmuz 2019 tarih ve 30836 sayılı resmî gazete ile yurt dışı çıkış harcı 50 liraya çıkmış ve bunun 15 lirası TOKİ’ye aktarılmaya başlamıştı.

23.03.2007 tarih ve 26471 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5597 sayılı kanunun 1. Maddesince zorunlu hale getirilen yurt dışı çıkış harcının acaba başka bir ülkede örneği var mıdır? Ülkesinden ayrılan birinin bu ücreti ödemesi ne kadar mantıklı?

Hadi alınıyor bu vergi, bari deprem vergileriyle birleştirilip deprem konutları yapılamaz mı?

Hedef Tahtası

Hemen hemen her hafta bir konuyu eleştirdik. Kimi zaman personel lehine kimi zamanda şirket lehine bazı olayları gündeme taşıdım. Özellikle Türk Hava Yolları hakkındaki yazılarımda personelin her zaman tek vücut olarak hareket etmesinin gerektiğinin altını çizdim. Ancak görünen o ki; kimse kimsenin umrunda bile değil.

Kabin memurları maaşlarının uluslararası normlar seviyesinde olduğunu varsayarak maaşları eleştirenlere yanıt vermeye çalıştım. Geçen haftaki yazımda ise B737 Max’lerin uçuştan çekilmesinin ardından, alımların devam ettiğini söyledim ve hedef tahtasına oturtuldum. Yeni alımlar pek tabi gereksiz. Halen alım yapılması sizlerin mevcut maaşını da etkiler, bunu neden hesaba katmıyorsunuz? Şirketin sınırsız bir kaynağı yok. Limitler içinde yapabileceklerini değerlendirip bir yol haritası çiziyorlar.

Kabin memurları konusundaki bir başka eleştiri de şirketler arasındaki maaş orantısızlığı. A şirketi X lira maaş verirken neden THY Y maaşı veriyor. Cevabı belli; amiral havayolu şirketi olması... Tecrübeli kabin memuru alımları yapılırken yetişmiş, iş bilen memurları almaktı amaç. Elbette ki şirket değiştirmelerinin sağlanması İçin pozitif bir şeylerin olması gerekli, maaş gibi... O yüzden eleştirdiğim nokta yalnızca ve yalnızca Mart 2019’dan sonra alım yapılmasıydı. Bunu ayırt edelim. Gönül ister bütün gençlerimiz şirkete girsin. 50.000 kabin memurumuz, 25.000 pilotumuz, 1500 uçağımız olsun...

İlave tedbirler şart

Türk sivil havacılığında ki tüm şirketlerin ilave tedbirler alması ve maliyetlerini daha da derinlemesine düşürmesi şart. Pandeminin yarattığı belirsizlik uzunca bir süre daha bizlerlerle gibi gözüküyor. Umarım yanılıyorumdur.

Unutmayın ki kralın ve soytarılarının rüyası halkı uyanınca biter...

Serdar BAŞAĞAOĞLU