THY’ nın eski büyüklerinden biri “ 2010 yılında THY’ da 2003 öncesi işe girmiş kimse kalmayacak” buyurmuşlardı. Çok acemice, çirkin, Müslümanlık ile bağdaşmayan bir beyandı. Kuranı Kerimin Maide Suresinin 8. Ayeti “ Bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizliğe itmesin” der. Bu bir emir. Hakiki Müslüman kimdir? Kuranın emirlerine kalben, inanarak uyan kişidir.
2017 SKYTRAX THY’nı Güney Avrupanın en İyi Havayolu Şirketi ilan etti. THY İkram ve Business Lounge uygulamaları kategorisinde Do&Co ile birlikte 4 ödül aldı.. SKYTRAX ödüllerini almak her tekrarında kamu oyu üzerinde etkisi azalan THY alışkanlığı haline geldi. Türkiyenin bu başarı ile gururlanması ancak ölçümleme kriterlerinin de açıklanması ile sağlanır.
İlkokul ve ortaokuldayken teneffüs zilini heyecanla bekler, çalması ile birlikte koşa koşa fırlardık oyuna. On beş yaşından sonra evin kapı zili “Yine kim geldi“ diye düşündürürdü bizi. Odamıza kaçmak en iyi yol gibi gelirdi. Yaş kemale erince, kapı zili bize eski heyecanı yaşatmaya başladı yine. Hele bayram günündeki özlemli beklenti “Çocuklar mı geldi acaba?“
Yakın geçmişte sektörde kimleri Şeyh niyetine uçurduk. Sivil Havacılıkla ilgisi olmayanları, işi internetten öğrenenleri aksakallı ilan ettik. Alkışladık. Onları da uçtuklarına inandırdık. Eğer tanıdığınız yağcılardan biri çıkıp ben ispiyon yapmam, uzmanlığım YALAKALIK üzerine derse lütfen bana haber verin. Haber verin ki bari bu yazdıklarımı yalayayım.
Sektörün ortada olmamasını“ Haddini Bilmek “ olarak mı yorumlayacağız? Araştırmada bir şirketi temsil ediyorsunuz diyelim. Yöneltilen sualler şirketinizin çalışanına adaletli, tarafsız davranıp davranmadığı ve kurumda adil ücretlendirme sisteminin mevcut olup olmadığı vb. Cevapların tümü “YOK ” veya “HAYIR ” ise, sektörünüzü tahmin etmek hiç zor değil.
FB’nin THY Aeroleague başarısı gurur verici. Avrupa ülkelerinin Türkiye’mize yönelik menfi bakışlarına karşı bu şampiyonluk milli gururumuzu okşadı. Maçlar 213 ülkede canlı olarak yayınlandı. 2 Milyar 134 Bin 962 kişiye ulaşıldı. Abartı yok. Eksiklik var. Euroleague THY’ na bu güne kadar en büyük tanıtım katkısı sağlayan organizasyon oldu. Doğruya doğru.
Çalışan memnuniyeti anketlerinde “ ücret “ilk sırasında yer almıyor. Peki; 1, 2 ve 3. sıralarda neler var? Çalışma şart ve süreleri mi? Maliyetin nedeni ile olması gerekenden az istihdam yapılması mı? Çalışanlar arasında ayırım yapılması mı? Zoraki Fazla mesailer mi? Vb. Bu hususlarda iyileştirme sağlanamıyorsa çalışan nasıl mutlu olabilir ki? Siz ne dersiniz?
İşinizden memnun olmayabilirsiniz Aldığınız maaş tatminkâr olmaktan uzak. Yaşam şartları ve pahalılık sizi yıpratıyor olabilir. Sıkılıyorsunuz. Haklısınız. Sizlere bunu söylediğimi ve hayli tepki aldığımı anımsıyorum. Eveleyip gevelemeden tekrar söyleyeceğim. “ Daha İyi Bir İş Bulana Kadar En İyi İş Bu Gün Çalıştığınız İştir. Bu Süreçte Ona Sahip Çıkın”
İşletmenin büyüklüğü, girişim tarafından bir araya getirilen üretim araçlarının tümünün hacmidir. Bu malum. Peki; bu ” TÜM “ kelimesi hangi unsurları kapsıyor? Yöneticilerimiz bu kelimenin neleri ( ? ) kapsamasının gerektiğini biliyorlar mı acaba? Örneğin şirketin insanlarını ve çalışanlarını. Keşke bunu bilseler ve ayırım yapmadan onlara eşit davransalar.
Bu ara sektörde birçok şirketin performans düşüklüğü nedeni ile işten personel çıkarttığını biliyoruz. Bazı çalışanların yapılan bu işlemi hukuki platforma taşıdığı da malum. Merakım o ki, şirketler işten çıkarttıkları personel ile ilgili performans değerlendirme formunu ve o dönemde şahsa yaptıkları yazılı ikazları savunmalarına eklediler mi? Hiç Sanmam
Yaşadım, gördüm ve inandım ki iş yeri ile ilgili düşündüğünüz projelere hayatiyet kazandırmak için inatçı ve cesareti olmanız ve de sonuçta kişisel açıdan olabilecek en kötü sonucu göze almanız gerekir. Doğru bir projenizi siz bitiremezseniz de, daha sonra birileri bir şekilde sahiplenir ve uygular. Bunun tohumunu biz atmıştık diyebilmek de ayrı bir mutluluk.
Evet; IK satrancın piyon taşı gibi, asker bir ünite. Askerlikte emir demiri keser. Bazen aklıma takılıyor.“ Bazı yöneticiler yapmak istedikleri yeni bir uygulamanın sorumluluğunu üstlenmemek için konunun üstlerince kendilerine talimat olarak verilmesini sağlayacak alt yapıyı ustaca hazırlarmış. Acaba mı? Sonra aklıma HBM geliyor. Gülüyor ve vazgeçiyorum
Ronaldo ve diğerleri futbola başladıkları zaman önce bir takımda yer bulmak sonra da yukarılara tırmanmak için ne kadar çalışmışlardır dersiniz? Bu gün rüyaları gerçekleşmiştir mutlak. Ama bulundukları yeri muhafaza etmek için halen çalışıyorlar. Yaz biz? İşe gelip gidiyoruz. Çoğumuz bir tek satır bile okumuyoruz. Kendimizi yetiştirmek adına ne yapıyoruz?
Orman yangınını söndürme çalışması sırasında gagasına su alıp, bir damla suyu alevlerin üstüne bıraktıktan sonra defalarca aynı şeyi yapan serçenin “Ne yapıyorsun, taşıdığın bir damla su yangının söndürülmesine ne fayda sağlar ki” diye soran diğer kuşlara “Bunu biliyorum ama ben elimden geleni yapmış olayım da. “ cevabı var ya. İşte o hesap. Anlayabilenler için
Şirketlerin faaliyetlerini anlatırken sözler çok dikkatle seçilmeli. Hele kontrolü % 100 elinizde olmayan konularda abartılı olmak kısa vade de göz boyasa da sizi zor suallerin muhatabı yapar. DÜN abartarak ifade ettiğiniz, BU GÜN gerçekleştiremediğiniz her şey YARIN başarısızlığınız olarak önünüze konacak, size üzüntü yaşatacaktır. İş yaşamı işte böyle.
Neler oldu bize? Bu denli birbirinden uzak, sevgisiz ve birbirine düşman hale geldik. Normal yaşamda, iş yaşamında kuvvetlinin zayıfı ezdiği, hak hukuk tanımayan, kavgacı bir toplum haline dönüştük. Türk’e özel, gurur veren hasletlerimizi yitirmiş gibiyiz sanki. Eskiden, Türk olmak her şeyden önce İNSAN olmaktır derdik. Eskiye dönmek çok zor mu gelir bizlere?
Yaşam memnuniyeti, kişinin hayatını bir bütün olarak olumlu şekilde değerlendirmesi ile yaşamda acı, keder ve ızdırap yerine sevinç, neşe ve tatmin duygularının varlığıyla karakterize edilen hayattan genel olarak memnun olma hali şeklinde tarifleniyor. Türk halkı, THY ve tüm sektörlerimiz çalışanları için bu duygunun en yoğun olan tepe noktasını diliyoruz.
THY RJ tipi uçaklardan kurtuldu diye Teknik A.Ş deve kesti ya. Bunu mazur kılmak için 15 sayfa ayrılmış kitapta. Sn. Cem Kozlu çalıştığı dönemde şirketi her türlü beladan uzak tutmaya için çalıştı. Örnek mi? Türk Hava Yollarından beni kovdu. Oh kurtulduk diyerek bir horoz bile kestirmedi arkamdan. RJ’ ler ve bu deve konu olunca aklıma hep bu geliyor. Halen kırgınım.
Kader eninde sonunda günahlarımızın bedelini önümüze koyacaktır.. Zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Ektiğini biçer. Bunu bilen adam, kimseyi aşağılamaz, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen insan yaşamında karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir.
THY ile Amerika ya günde kaç yolcu taşıyor veya THY’ da kaç çalışanı var diye sorsam, düşman dersiniz. Her şeyi bilmek, cevaplamak tepedeki iki kişiden beklenmemeli. Onlara bilgileri gerektiğinde doğru olarak siz vermelisiniz. Hal böyle devam ederse bir gün işiniz ve taşıdığınız unvan sizi öğütür. Bu durumda “Bizden” biri çaresiz sizi de dışlayacaktır şirketten.
THY Tepe yöneticilerine düşman olduğumu düşünüyormuş çalışanlar? Nedeni ortada. 2003 yılının üst yöneticileri, THY’ na aldıkları personeli şirketin eski çalışanlarını düşman bilecek şekilde programladılar. Hepsi bu. Siyasi görüş farkı düşmanlık yaratır mı? Bunu düşünmek bile cahillik. Bu insanlar ruhen kötüler. Allah tümünü tez elden bildiği gibi yapsın
Kanunun yaşı bir yana, Ulaştırma Ana Planı ve bunun her bir alt sektörüne ilişki sektör ana planların olmayışı sistemi en başta plansızlığa, bütçe düzensizliğine vb maruz bırakmış. Beş yıllık kalkınma planlarında öngörülen ulaştırma hedef ve politikaları da dikkate alınmamış, bunu yerine yıllık ve politik ağırlıklı uygulamalar gerçekleştirilmiş.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu durumda; yapılacak tek bir dozluk reklamdan sağlanacak faydanın aynen bir hastaya eksik dozda verilen ilacın onu sağlığına kavuşturmayacağı örneği ile çakıştığı ve tüm reklamcıların ve tanıtımdan anlayanların üzerinde fikir birliğinde olacaklarına şüphe duymak mümkün değil. Eminim ki “Bizim Çocuklar” bunu da düşünmüşlerdir.
Evet, çalışanlar “ Bizim çocuklar.” Hava-İş yönetimi de Bizim Çocuklardan oluşuyor. Anlaşmak tabii ki kolay oldu. Bizim Çocukların tümü kurtarıldı. THY Yönetimi de bizim çocukların torpillerine dert (?) anlatmaktan kurtuldu. Anlaşmayı İmzalarken bizim çocuklarımı yoksa kendilerini mi, daha fazla düşündüler acaba? Her ikisini de desek? Amaç sulh olmak ise?
Bu anlatımda Çetin bazı yöneticileri temsil etsin. Poposu yırtık pantolon da onun olsun ve bu şekilde şirketiniz yöneticileri anlatımdaki çirkinliklerden tenzih edilsin. Peki; pantolonun arkasındaki yama ne ola ki? Yama Çetindeki bilgisizliği, cahilliği, torpilli olmayı ve ruh çirkinliğini örten, pantolon kumaşının cins ve rengi ile uyumsuz bir bez parçası.