04 Eylül 2023, Pazartesi

Oy verirken dusunseydiniz diyorsunuz anlamadım diğeri secilseydi çok iyimi olucakti dolar 5 TL benzin 4 TL olucakti yine böyle olurdu ama hak veroyorum böyle olmasaydı daha iyi yönetim olmalı dışa bağımlı ülke olduk dolara euraya boyun egdik
Sevgili Büyüğüm Serdar bey, aynı şekikde hem tgs personeli hem thy kabin personeli de "Sesimi duyan var mı ? " diyor. Özellikle yolcu hizmetleri memurları kan ağlıyot. Maaşları yerlerde, eksik personel çalışıyor. Allahın her bir günü 45 kişi mesaiye çağırılır mı ? Kabin en azındab maaşı bir nebze olsa kurtarıyor. Onlar da çok yorucu bi iş yapıyor. Uçuştan uçuşa koşuyorlar. Yhm için söylüyorum, ev kiraları en düşük 12 13 bin tl yhm alıyor 16 bin tl eeeee gerisi ? Artık bir çözüm bulunmalı bu !
Türkiye,yüzölçümünün %70'i deprem kuşağında olan bir ülke ve geçmişten günümüze iktidarlar bunu hiç umursamadı. 20 yılda birçok şey yapılabilirdi,olmadı, yapmadılar hala yapmıyorlar. Herşey Allah'tan deyip işin içinden çıkıyorlar ne de olsa yiyen çok. Sen önlemini al takdiri Allah'a bırak da nerede? Hesap,kitabı da boşuna yapmayın, necip milletimiz ülkeyi bile bile kötü yöneten,siyasi güçle sülale boyu haksız kazanç elde edenlere para ve çıkar için oy verdi,çalışanların çoğu da öyle ama 20 yılda 2 trilyon dolardan fazla vergi toplayan bir ülkenin niye ekonomik olarak çöktüğünü, onca ciddiyolsuzluk,rüşvet,talan vs iddialarının neden hiç araştırılmadığını sorgulamadılar Millete küfür eden adamın 500 milyar TL vergi borcu silinsin o da gitsin dünyadaki en pahalı özel jeti alsın biz de kuruşun hesabını yapalım. Döviz kuru üzerinden garantiyle yandaşlara verilen yol,köprü,hastane vs işleri de ayrı. Yapılırken vergi ver,kullanırken,kullanmazken de para ver. Dolar seneye 36, 2025'de 43,2026'da 48 tl olacak ve enflasyon tek haneli rakama inecek,öyle mi? 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 39 bin tl olmuş,daha ne olsun. Vergiler ineceği yerde tam tersi artıyor artık nasıl bir kara delik varsa. Ama kamuda israf da tam gaz devam. Imf'de geliyor bakalım ne olacak? Ağalar tarifeli uçağa,yerli arabaya binecek mi? Ekmeğimize ortak olan arap,afgan vs de cabası. Güvenlik de bitti,adalet,eğitim, huzur da. Nereyi tutsan elinde kalıyor da tepkisiz,nemelazımcı, şark kurnazı,paraya tamahkar, çıkarcı millete herşey müstahak. Şu anki iktidar varken hiçbir şey düzelmez,mümkün değil de bu millete ne yapsan az!
Güzel yazı .Deprem ve göçmen sorunu ülkemizin beka sorunudur ama iktidar bu konularla ilgili hiçbir şey yapmıyor yapsa fay hattı üzerine bile bile havalimanı vs yapılmazdı,çok katlı bina yapımına izin verilmezdi,adam gibi denetleme yapılırdı, Ahl pistleri kırılmazdı. Ülkemiz sanayisinin büyük çoğunluğu Marmara deprem kuşağında ve deprem olursa bunların çoğu zarar görme, on binlerce kalifiye insanın kaybı ve ilk yardım ekiplerinin de depremden etkilenip görev yapamama riski de cabası. Hala İstanbul'da kat artışına izin verilmiyor insanlar bu pahalılıkta daire başı 2 milyon tl parayı nasıl versin de evini yeniletsin? 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 39 bin tl ama maaşlar da enflasyon da ortada. Bir zamanların kendi kendisine yeten Türkiye buzul ülkesi Kanada’dan mercimek ithal ediyor,saman,tahıl,buğday da öyle. Savaştaki ülkelerden bile gıda ithal etmek nasıl bir acizliktir? Geçtim ev,arabaya sahip olmayı vatandaş insan gibi yiyip,içemiyor. Millet çocuğu bir şey görüp de istemesin diye markete çocuğunu almadan gidiyor. Birisi de sorun ekonomik değil psikolojik diyor,der tabii ne de olsa saray,uçak,araba,yeme,içme vs bütün masraflarını vatandaş ödüyor ama vatandaş da oyunu hala bu kafaya veriyor. 2026'ya kadar ekonominin düzelmesi ki o da bu kadar çok borç,cari açık, ithalat, fırsatçılık,işsizlikle tehdit,baskı,sömürü ile hayal, yük bütünüyle vatandaş üstüne yıkılmış ama kimin umurunda?Hala göz boyamak için şu kadar kar ettik masallar anlatıyorlar, ettiyseniz maaşları da arttırın o zaman. İnsanı yaşat ki devlet de yaşasın ama bu zihniyetle insanın ve devletin yaşaması da çok zor,yaşasa da bugünkü gibi dışa bağımlı olarak yaşar bu kısırdöngü de böyle sürer gider. Saygılar.
Bir şirketin tüm işletmelerinde nerdeyse tüm çalışanları torpillilerden oluşuyor.Özellikle yöneticilerinin tümü torpilli. Tabi ki torpilli olmak iş bilmiyor değil ama kalite,tecrübe olmadığından normal operasyonlarında aksamalar yaşanırken deprem anında olacakları siz düşünün
Güzel konulara değinmişsiniz ama bunlara cevap verilecek ülke burası değil, size anca gülerler. Yarın deprem olursa bırak İstanbul'u yada havalimanını ülke çökebilir. Bunları sadece izleyen bir yönetim var, halen onbinlerce mülteci akın akın giriş yapıyor, yoksa bu olacak deprem olsun mu isteniyor?
İnsan hayatı çok ucuz herşey para menfaat olmuş yazık
Türkiye de en ucuz olan insan hayatıdır saygı bitmiş her şey para menfaat olmuş
Pişmanım Allah'ım affet bu aciz kulunu elim kirilsaydida vermeseydim mahvettin bizi ah ah ah Perihan
5 yıl docoda çalıştım işimi hep en iyi şekilde yapmak istedim yapmaya çalıştım şirket çok güzel kaliteli ancak unuttuğumuz bir husus var insanları kukla gibi kullanan yöneticiler var yalakalıkla mevki sahibi olan insanlar hak yemek çok rahat bir şekilde yapılıyor şimdi burdan sesleniyorum talat koç bukadar insanın hakkını nasıl ödeyeceksin düşmez kalkmaz bir Allahtir çalışma arkadaşlarıma tavsiyem bir birinizi kanı beş para etmeyen yöneticiler için kırmayın ezmeyin bir birinize sahip çıkın toleyis sendikası zaten hiçbir işe yaramıyor ancak insanların parasını sömürüyor dediğim gibi şirket kaliteli ancak yöneticiler 5 para etmez hakkımı yiyen yöneticilere hakkım haram olsun

SESİMİ DUYAN VAR MI?

1999 Depremiyle birlikte hayatımızda sıklıkla yer alan bir soru “Sesimi Duyan Var Mı? Deprem ülkesinde yaşıyoruz. Ve ne yazık ki bu bilinçle hareket etmediğimiz için bu sorunun da ardı arkası kesilmiyor. Son olarak Maraş depreminde ses gelmeyen enkazlara, arama kurtarma ekiplerinin hız kazanmak maksadıyla “SES YOK” tabelası asıldığını da gördük. Sayın yöneticiler lütfen sizden SES ÇIKSIN!

Dünyanın önde gelen bilim insanlarının sözleri ne yazık ki umursanmıyor. Çok ama çok yakın bir zamanda büyük bir depremin geleceğini hepsi birden açıklıyor. Peki biz ne yapıyoruz? Hangimiz hazır? Havayolu şirketleri veya havalimanları mesela…

Bir deprem anında hiç kuşkusuz en önemli husus ulaşım. Bunun da en kolay ve hızlı yolu hava taşımacılığı. İster havadan yardım malzemesi atılsın ister yaralılar taşınsın, isterseniz de arama kurtarma ekipleri sevk edilsin… Örnekleri rahat rahat çoğaltabiliriz.

Ancak tüm bunların gerçekleşmesi için bir koordinasyon ekibine ihtiyaç duyulacak. Bunu da sağlayacak olanların deprem bölgesinde olması beni kara kara düşündürüyor.

Bankaların bile bazı birimlerinin farklı şehirlerde alt yapı yedekleri ve operasyonun devamlılığı için her türlü riskte çalışacak personeli bulunuyor. Peki bayrak taşıyıcı havayollarımızın bu konuda yedek operasyon merkezi ya da ek yönetim binası var mı? Sanıyorum yok.

Beklenen Marmara depreminde milyonlar etkilenecek. Bu gidişatla ve tedbirsizlikle büyük bir kaos yaşanabilir. Bu sebeple her şeyi önceden hesap ederek hareket etmek gerek. Hatta bu konuda geniş çapta bir tatbikat yapılabilir. Ancak bu tatbikat öyle yat kalk şeklinde olmamalı.

Operasyon binalarının yıkıldığı, pistin kırıldığı, telefonların çalışmadığı, kurtarma araçlarının hangarlarda sıkıştığı, havalimanı yoluna erişimin kısıtlılığı gibi varsayımlar üzerine ve hatta bazı kişilerin hayatını kaybedebileceği gibi durumlar göz önünde bulundurularak yapılmalı. Böyle bir tatbikatın yapılması inanın çok önemli. Aksi halde doğa bize acısıyla zaten yaşatacak.

Depremlerde meydana gelebilecek bazı olayları size hatırlatmak isterim.

Önceden yapılacak bir eylem planıyla ilk şok atlatılabilir ve hızlı bir şekilde harekete geçilebilir. Yoksa acı tecrübeye sahip olan herkes iyi bilir ki; enkaz altından gelen sesler gün geçtikçe azalır ve en sonunda sessizlik hâkim olur. Bu sebeple hepimiz için hızlı olunması şart. Ümit ederim ki acı bir tablo ile karşılaşmadan her türlü önlem alınır ve hazırlıklar yapılır.

30 AĞUSTOS

Geçtiğimiz hafta 30 Ağustos Zafer Bayramımızı coşkulu bir şekilde kutladık. İstanbul Havalimanı çıkışlı bir yolculuk için o gün ben de havalimanındaydım. Bayraklar asılmış, ben oraya ulaşmadan etkinlikler düzenlenmiş. Ancak uçağa bindikten sonra uçağın kokpit ekibinin anonslarında 30 Ağustos’a yer vermemesi dikkatimi çekti. Hayır olsun?

Bununla birlikte geçen hafta yazdığım İGA PASS ile ilgili yazımdan sonra arandım. Durumu kendilerine aktardım. İlgileneceklerini söylediklerinde tekrar deneyeceğimi bildirdim. Nitekim dediğim gibi 30 Ağustos günü tekrar denedim. Sorunsuz bir şekilde her türlü hizmetten yararlandım. İlgileri için kendilerine teşekkür ederim. Bu satırları okurken bazıları yine fitne fesat düşünebilir. O sebeple faturamı da paylaşmayı uygun buldum.

MATEMATİK

Gelelim maaşlar konusuna. Geçen hafta farklı bir şekilde yazdım bu hafta biraz daha farklı bir şekilde ifade etmeye çalışacağım. Asgari ücreti bir yana koyalım. 15.000 TL. maaş ile hayatını ailesiyle birlikte idame ettirmeye çalışan bir arkadaşımızı ele alalım. Hayat matematiktir derim ya hep. Buyurun birlikte hesaplama yapalım.

İstanbul’da şu anda oda kiraları aylık 5000 TL civarında, 2+1 ler ise 7500 TL’den başlıyor. Zemin kat hariçleri ortalama aidatlarla birlikte 10.000 TL. Ama yine de başlangıç fiyatlarından devam edelim. 7500 Kira, 300 TL aidat, 300 TL elektrik, 150TL su, 250 TL internet ve telefon, doğalgaz 650TL çocuğun okula gittiğini varsayalım, servis ücretleri minimum 1200 TL, okul gereçleri harçlığı vs. 1000 TL’de en alttan yazalım. Buraya kadar 11350 Tuttu. Asgari ücretle çalışan kardeşimin vay haline. Daha yeme içme yok.

Devam ediyoruz. Ulaşım masrafları içinde iki kişi 350 diyelim. (Marmaray 33TL – Metrobüs 22,25TL)

Markete uğrayalım. Tuvalet kağıdı 160, 1 Kg şeker 30 TL, 1 Kg Çay 107 TL, Ucuzlarından 1 kg beyaz peynir 118TL, Ayçiçek yağı 150 TL, 1 Kg zeytin 170 TL, bulaşık ve çamaşır deterjanı 100 TL, her gün 2 ekmek alsa 7,5 liradan 450 TL. ne kadar tuttu ; 1285 TL her akşam da makarna yese 450 TL de o. TOPLAM: 1735TL. Ne et saydım ne meyve ne de sebze!

Bir kilo kıyma 300 TL bir kilo fasulye 100, yumurtanın kartonu 80, kahvenin paketi 30, onlu jilet bile 120 TL… Temizlik malzemesi, ev ihtiyaçları, sağlık harcamaları ve daha niceleri. Ne oldu hesap yine eksi. Personel taş mı yesin? Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun ve öyle karar verin. Hiç kimse ağzını açmıyor diye işler yolunda zannetmeyin. Bu insanların hiç mi gezmeye, sosyal aktiviteye ya da tatile ihtiyacı yok? Yurt dışında çalışanlar asgari ücretin %10’u ile bir aylık mutfak malzemesini döke saça alabiliyor. Biz bin liraya ne alabiliyoruz?

Personel canını dişine takıp çalışıyor. Mümkün olduğunca psikolojisini yerinde, sorunlarını da geride bırakmaya özen gösteriyor. Biraz empati yapsanız nasıl olur? Boğazda kişi başı ödediğiniz kahvaltı 800 TL. Buradan bile bir hesap yapabilirsiniz değil mi?