Büyük endişe içerisindeyim. Türkiye’de sivil toplum örgütleri birer birer yok edilirken, THY’de son hafta yaşanan zorbalık tam bir çağdışılık örneği idi. Sendika görevlileri sendikal haklarını kullanamadılar, kullandırılmadı, engellendi ve resmen personele de gözdağı veren bir tutum sergilendi.
Türk Hava Yolları ile sendika arasındaki gerginlik sahaya da yansıdı. Bir tarafta zorbalık diğer tarafta “üyemin hakkını yedirmem” tavrı.
Geçen hafta Cuma günü “Dünya Kadınlar Günü” idi. Sendika yöneticileri hem bu günün önemi ve anlamı açısından kadın çalışanlara, uçuculara karanfil vermek hem de sendikal sürecin geldiği noktayı anlatmak üzere İstanbul Havalimanı’na gitti.
Medeni ülkelerdeki gibi sendikal faaliyetlerin kanunla düzenlenmiş olmasına rağmen; “Ne kanun dinlerim, ne kural dinlerim” anlayışı ile karşılaştı sendika yöneticileri.
Daha giriş kapısında her zaman yaptıkları gibi giriş kartlarını güvenlik noktasından okutarak geçmek istediler. Ancak tedbir önceden alınmış bir önceki açıklamada “Cuma’yı bekleyin” mesajından çok korkulmuş olmalı ki tüm giriş kartları iptal edilmişti.
Sendika yöneticilerine kapı duvar olmuş, yaşanan münakaşanın ardından sendika yöneticileri THY Ekip Terminaline ulaşmadan geri dönmek zorunda kaldı.
Belki de istenen buydu. Kavga ettirilmek, sendikayı tu kaka göstermek murad edilmişti. Ancak sendika yöneticileri bu tuzağa düşmedi.
Aynı gün ilerleyen saatlerde THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, çalgılı çengili bir program hazırlamıştı kendisine. Hem karanfil dağıttı hem de “Pazar mesailerini unutun. Ben size 150 TL uygun gördüm” minvalinde açıklama yaptı.
Ahmet Bolat, öyle bir hamle yapıyor ki, üstelik sendikayı da kendi amaçlarına uygun davranmaya zorlayarak “haftaya TİS’i imzalarız” deyip sendika adına da karar veriyordu.
Geçtiğimiz yazılarımda da bahsetmiştim. İlker Aycı’yı gerçekten arar oldu THY çalışanları. En azından medeni bir adam idi. Atarlı/giderli idi ama ikircikli değildi.
Şirin görünerek THY çalışanlarını sendikasızlaştırmak isteyen Ahmet Bolat, diğer iştiraklerde olduğu gibi sendikasız bir şirket yönetme arzusunda olduğunu hissettiriyor. Sosyal hakları kendisinin belirlediği, kimi işe alacak kimi işten atacak iki dudağının arasında olacağı bir yapıya hükmetmenin daha kolay olacağını düşünüyor.
AJET bunun şimdilik yeni versiyonu. AJET henüz sendikalı mı değil mi, sendika olacak mı olmayacak mı belli değil. Olmazsa şenlik başlıyor demektir.
THY tarafından yüzde 100 öz sermaye ile kurulan bir şirketin, üstelik havayolu olmasından kaynaklı sendikasız olacak olması suları çok köpürtecek gibi.
Ahmet Bolat’a sormak gerek; gerçek niyetiniz nedir?
Pazar mesaileri sizin için neden bu kadar önemli?
Milleti köle olarak mı kullanmak istiyorsunuz?
Sendikasız bir THY’mi yaratmak istiyorsunuz?
Değerli THY çalışanları;
Bakın Ahmet Bolat bazı sosyal medya kuruluşlarına övgü yağdırıyor. Diyor ki, “THY içinden kulis bilgilerini almak isteyenlere burayı tavsiye ediyorum” diyor. Be adam senin görevin medya reklamı yapmak mı THY’yi yönetmek mi? Be adam kulis bilgisini sen mi veriyorsun da övgü yağdırıyorsun? Be adam sen sosyal medya hayranı isen aç kendine bir Tiktok hesabı sabah akşam kafana göre eğlen coş.
Kalibrene hayran kalıyoruz. Gün geçtikçe daha fazla çuvallıyorsunuz. Murat Şeker’i merak ediyorum sana nasıl sabrediyor? Bilal Ekşi’yi merak ediyorum senle nasıl çalışıyor?
Vallahi tarihe sosyal medya hayranı, çalışanların Bol at’ı olarak geçeceksin.
Yorumlar Tüm Yorumlar (379)